| Düşünürseniz radyo, cihazın kulağı gibi makine öğrenmesi ise beyin gibi ikisi birlikte ise çok Güçlü bir cihaz. | TED | لذا فإذا فكرتم في الأمر، فالراديو هو مثل الأذن لجهازنا وتعلم الآلات مثل الدماغ، ومعًا يكوّنان جهازًا قويًّا جدًّا. |
| Onlar zayıfken, nasıl Güçlü olunacağını öğrenmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تتعلّم كيف تكون قويًّا عندما يكونون ضعفاء. |
| Yeterince Güçlü olmalısın. | Open Subtitles | وأنّ المرء يعجز عن الغدوّ قويًّا ما لم يكُن قويًّا. |
| Mokichi ve Ichizo güçlüydü ama ben değilim. | Open Subtitles | موكيتشي و تشيزو كانا أقوى منّي لكنّني لستُ قويًّا |
| Ama yanlış olan bir şeyler var. O vuruş o kadar güçlüydü ki sıyırıp geçse bile bayılıp kalması gerekirdi. | Open Subtitles | لكن ثمّة شيء خطأ، ذلك الهجوم كان قويًّا بما يكفي ليفقده الوعي. |
| O yüzden sağlam bir şeyler bulmak için iki gününüz var. | Open Subtitles | لذا، لديكما يومان للتأكّد من إيجاد دليلًا قويًّا. |
| Metin ol evlat. | Open Subtitles | كن قويًّا يا بنيّ. |
| Zincir iyi bir fikirdi. Şimdi kızgın olunca ne kadar güçlendiğini görebileceğim. | Open Subtitles | السلاسل كانت فكرة طيّبة، الآن سأرى بدقّة كم سيصبح قويًّا حين يغضب. |
| Sen onun Güçlü olmadığının, tanrı olmadığının kanıtısın. | Open Subtitles | ستثبت بأنه ليس قويًّا كما يَدعي، وأنه ليس إلهاً، |
| Hayır, hiç de değildi. Potansiyeli var. Bir gün çok Güçlü olacak. | Open Subtitles | لم يكُن قويًّا على الإطلاق، إنّما هو آهلٌ ليغدو قويًّا، وسيكون قويّاً ذات يوم. |
| Büyüsünü elinden alarak Güçlü bir müttefikini kaybetmiş oldun. | Open Subtitles | بتجريده من سحره، فقد فقدتِ حليفًا قويًّا. |
| Bunlar da yakında çatlayacak. Güçlü bir kral doğurmak için büyük bir yuva lazım. | Open Subtitles | ،هذا البيض أيضًا سيفقس قريبًا .أحتاج عشًّا كبيرًا لألد فيه ملكًا قويًّا |
| Mıknatıs, Kubbe'yi etkisizleştirecek kadar Güçlü bir akım üretebilir mi sence? | Open Subtitles | هل تظنين أن المغناطيس سيكون قويًّا كفاية لتوليد تيارًا يبطل عمل القبة؟ |
| Tüm gücümü halkıma dağıtıyorum. Artık beni öldürecek kadar Güçlü değilsin. | Open Subtitles | إنّي أتّصل بكلّ قوّة قومي، لم تعُد قويًّا كفاية لقتلي. |
| Ona bir şey enjekte edilmiş. Uyuşturucu gibi bir şey belki ama onu Güçlü kılmış. | Open Subtitles | حُقن بشيء، مخدِّر، لا أعلم، شيء جعله قويًّا. |
| Mokichi ektiğimiz çeltik gibi güçlüydü. | Open Subtitles | موكيتشي كان قويًّا كالأرز الذي نزرعه |
| Rakibim çok güçlüydü kendime engel olamadım. | Open Subtitles | خصمي كان قويًّا جدًا، ولم أتمكن من السيطرة على نفسي... |
| Haklıydı, çünkü güçlüydü. | Open Subtitles | "بل كان على حقّ لأنّه كان قويًّا" |
| Sam işte yani. Nasıl anlatayım? Herkes onun ağır, sağlam olduğunu falan düşünür... | Open Subtitles | أعني أنه كما هو شأنه دومًا، يتوسَّمه الجميع شابًّا قويًّا مهمًّا |
| Sam işte yani. Nasıl anlatayım? Herkes onun ağır, sağlam olduğunu falan düşünür... | Open Subtitles | أعني أنه كما هو شأنه دومًا، يتوسَّمه الجميع شابًّا قويًّا مهمًّا |
| Metin ol. | Open Subtitles | كن قويًّا. |
| Zihin kontrolünün ne kadar güçlendiğini test ettiğini söyledi. | Open Subtitles | "قال أنّه يعاير كم أصبح تحكّمه الذهنيّ قويًّا" |