| Eski karınız ve kızım çok güçlü bir organizasyon tarafından kaçırıldılar. | Open Subtitles | أم جانبه؟ تم اختطاف طليقتك وابنتي من قبل تنظيم قوي للغاية.. |
| İşte bu aşamada anlıyorlar ki çok güçlü bir ev özlemi hastalığı çekiyormuş. | TED | حينها أدركوا أنه كان يعاني من حنين قوي للغاية للوطن. |
| Benim babam, hayır! çok güçlü, ama o da korkar tavşandan! | Open Subtitles | أما والدي ,فهو شخص قوي للغاية لكنه كان يخاف من الأرانب... |
| Bu aygır çok güçlü. Tam damızlık olarak yaratılmış. | Open Subtitles | حصان التلقيح هذا قوي للغاية يمكن القول أنه خلق للترويض |
| Ben hala Çok güçlüyüm! | Open Subtitles | أنا مازلتٌ قوي للغاية |
| Güçlüsün! Çok Güçlüsün! | Open Subtitles | أنت قوي للغاية. |
| Ama hızlı, oldukça güçlü ve avını saniyeler içinde etkisiz duruma getirebilecek bir kabiliyete sahip olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لكن يمكني إخبارك أنه سريع ، قوي للغاية ولديه القدرة على جعل ضحيته ضعيفة خلال ثوان |
| Aldığı ağrı kesiciler çok güçlü. | Open Subtitles | مسكّنات الألم خاصّته ذات مفعول قوي للغاية |
| Tek başıma zaptetmem için artık çok güçlü. | Open Subtitles | إنه قوي للغاية بداخلكِ الآن فلا أستطيع أن أقهره لوحدي |
| Bu yüzden çok güçlü, bu yüzden ona görünmemelisin. | Open Subtitles | لهذا هو قوي للغاية ولهذا يجب أن تبتعدي عنه |
| Bu bir cırcır böceği pinyatası. Şaka yaptım, çok güçlü bir silahtır. | Open Subtitles | هذا من أجل الكريكت، أنا أمزح إنه سلاح قوي للغاية. |
| Değindiğim nokta, içeriden destek geldiği kanıtı çok güçlü. | Open Subtitles | الخلاصة هو أن دليلهم قوي للغاية على وجود متاجر من مصادر داخلية. |
| İnsanlar üreticilerin çok güçlü olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد ظن الناس أن نفوذ أصحاب المزارع قوي للغاية |
| Bu gezegeni yok etmek üzere olan çok güçlü ve düşünen bir bilgisayar var. | Open Subtitles | يوجد جهاز كمبيوتر حساس قوي للغاية الذي ينوي تدمير الكوكب |
| Şehirde bir vaiz var. çok güçlü bir sihir kullanıyor. | Open Subtitles | ثمة واعظ في البلدة ويستخدم سحر قوي للغاية. |
| Manyetik alan çok güçlü, bizi içeri sokamıyorum. | Open Subtitles | الحقل المغناطيسي قوي للغاية لا يمكنني إدخالنا لهناك |
| Manyetik alan çok güçlü, bizi içeri sokamıyorum. | Open Subtitles | المجال المغناطيسي قوي للغاية لأ استطيع العبور من خلاله |
| Evet, kendine büyük zarar verdi ama çok güçlü. | Open Subtitles | وأجل لقد تسبب في فوضى كبرى لنفسه لكنه قوي للغاية |
| Dediğim gibi, çok güçlü birşey tarafından korunuyor. | Open Subtitles | كما قلت لك, إنه محمي من قبل شيء قوي للغاية |
| Biz, yani ben ve buradaki arkadaşlarım, çok güçlü bir telepat olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | أنا والناس هنا أنكَ مُتخاطر ذهني قوي للغاية |
| Çok güçlüyüm galiba. | Open Subtitles | يبدو أني قوي للغاية |
| Güçlüsün! Çok Güçlüsün! | Open Subtitles | أنت قوي للغاية. |
| Öldürmek tek amacı olabilir. Hızlı, oldukça güçlü ve avını saniyeler içinde etkisiz duruma getirebilecek bir kabiliyete sahip. | Open Subtitles | القتل هو غرضه الوحيد ، إنه سريع قوي للغاية ولديه المقدرة لجعل |