Her şeyden öte, izcilerin ayağı yere basar, bu demektir ki bir birey olarak kişisel değerleri bir konu hakkında nasıl haklı ya da haksız oldukları ile alakalı değildir. | TED | وفوق هذا، الكشافة أصوليون، ما يعني أن قيمتهم كأشخاص ليست متعلقة بموقفهم حيال موضوع معين. |
Kendilerinin bir değerleri olduğunu unutuyorlar ve kendilerini sadece mal olarak görmeye başlıyorlar. | Open Subtitles | يبدائون بتجاهل قيمتهم .. ثم يبدائون برؤية أنفسهم كملكية خاصة |
Yanlış anlamayın Sahip ama; sizin paranız onlardan çok daha değerli. | Open Subtitles | مع كامل الاحترام يا دومينوس -ما دفعته يتخطى قيمتهم |
Ve hepsinden önce, hastalar, sağlık sistemi ve toplum tarafından değerlerinin anlaşılmasını nasıl sağlayabiliriz? | TED | وقبل كل شيء كيف يمكننا التأكد من قيمتهم بالنسبة للمرضى، ونظامنا الصحي و المجتمع معترف به؟ |
çünkü o insanlara dikiş atmasını öğretirken, kendilerine verdikleri değeri de kudretli olmaya dikmeyi öğretiyorlar. | TED | لأنه عندما يُعلَّم هؤلاء كيف يخيطوا الجرح، يُعلموا أيضا كيف يرتقوا قيمتهم الذاتية لأن يصبحوا أصحاب قوة خارقة. |
Reddedilen lütfun değerini yitirdiğini görmeye başladığımız zaman tevekkül etmek en doğru seçenektir. | Open Subtitles | أن المغادرة ليست أمرا جيدا فعندما تنكر النعمة,فأن الأشخاص ذوى القيمة تفقد قيمتهم |
Ve defterlerinden silininceye dek bonoların değerlerini düşürmüyorlar. | Open Subtitles | ولن يقللوا من قيمتهم حتى يزيلوها من سجلاتهم, |
Danışmanların somut bir şekilde şirket için değerleri olduklarını kanıtlamalarıdır. | Open Subtitles | المقياس التي يثبت به المستشارون قيمتهم للشركة |
Kutularından çıkarınca değerleri düşüyor ama yine de onlarla muhteşem savaşlar yapabiliriz. | Open Subtitles | يخسرونَ قيمتهم إذا أخرجتهم من الصندوق. ولكن لا نزال نستطيع الحظي بمعارك رائعة معهم. |
Yeniden kesersem değerleri düşecek. | Open Subtitles | إعادة قطع، هذا سيكون به جزء من قيمتهم |
- Amerika'da insanlar değerleri karşılığında tazmin edilir. | Open Subtitles | يعوّض الرجال في أميركا على حس قيمتهم |
Scientology'nin üç ana kuruluşu, ki bunlardan 20-30 tane var ama sadece bu ilk üçtekilerin defter değerleri 1,5 milyar dolar ediyor. | Open Subtitles | ثلاث من الكيانات الرئيسية للساينتولوجى, وهُناك عشرون أو ثلاثون, ولكن الثلاثة الأهم, قيمتهم الدفترية بمفردهم 1.5 مليار دولار. |
Topluma yaşlı insanların da değerli olduğunu ıspat etmekle. | Open Subtitles | لنثبت للمجتمع بأن المسنين لديهم قيمتهم |
Yeni bir liste daha, ne kadar değerli olabilir? | Open Subtitles | قائمة أخرى من الأسماء ما قيمتهم ؟ |
Bunların ne kadar değerli olduklarını biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم قيمتهم ؟ |
Çalıntı mal alıp satan birine satsam, ki bir tane bulabildiğimi varsayalım beni kazıklar, değerlerinin çok az bir kısmını alırım. | Open Subtitles | وإن بعتهم إلى مهرب بإفتراض أننى أستطعت الوصول إلى أحدهم سيسرقنى وسأحصل على جزء صغير من قيمتهم |
Sonunda onlara saygı duyan, onları seven birini bulduklar İsa onların kendi değerlerinin farkına varmalarını sağladı. | Open Subtitles | وجدوا أخيرا من يحبهم ويحترمهم وجعلهم يدركون قيمتهم |
Kullanmaya başladığın anda değerlerinin dörtte üçünü kaybediyorlar. | Open Subtitles | يخسروا ثلاثة ارباع قيمتهم لحظة قيادتهم خارج الساحة. |
İnsanlar bize hizmet için varlar. Onların tek değeri bu. | Open Subtitles | البشر موجودين لكي يخدمونا هذه هي قيمتهم الوحيده |
Kişi tek olarak aşağılandığında grubun algılanan değeri artar. | Open Subtitles | حين يتم إذلال الفرد فإنّ قيمتهم ترتفع لدى المجموعة |
Birinin toplumsal değerini başarıyla sınıflandırıyoruz. | TED | نحن نصنف الناس بما قد تكون قيمتهم لمجتمعنا |
Uyuşturucu tacirleri değerini bilmese bile. | Open Subtitles | المصانع , التوزيعات و حديد القفل والمفتاح حتى تاجر المخدرات يدرك قيمتهم |
Artık asiller bana değerlerini kanıtlamak zorundalar. | Open Subtitles | على كل هؤلاء النبلاء إثبات قيمتهم لي الآن |
Hemen katılarak değerlerini gösterdiler. | Open Subtitles | لقد أظهرو قيمتهم بالانضمام وحسب |