Mutluluğun ve sessizliğin olduğu bir bahar zamanı döneceğini söylemiştin. | Open Subtitles | أنت قُلت بأنّك ستعود في الربيع وقت للعذوبة ووقت للهمس |
Beni asla terk etmeyeceğini söylemiştin, ve beni bıraktın. Sen bir yalancısın! | Open Subtitles | قُلت بأنّك لن تتركني وتركتني, يا كذّاب |
Buzlu çayı sevdiğini söylemiştin, değil mi? | Open Subtitles | قُلت بأنّك تُحب الشاي المُثلّج، صحيح؟ |
Adamım, beni bırakacağını söyledin. | Open Subtitles | ما الذي تتحدّث عنه بحقّ الجحيم؟ مهلاً يا رجل أنت قُلت بأنّك ستدعني أذهب |
Bu sabah erken vardiya yaptığını söyledin. | Open Subtitles | قُلت بأنّك عملت المناوبة المبكرة هذا الصباح |
Ne sikimi diyorsun sen? Adamım, beni bırakacağını söyledin. | Open Subtitles | مهلاً يا رجل أنت قُلت بأنّك ستدعني أذهب |
Blackstone seni tehdit ettiğinde Jacklyn'le Çin restoranında buluşmaya gittiğini söylemiştin. | Open Subtitles | قُلت بأنّك ذهبت إلى مطعَم صيني للقاء (جاكلين) عندها قام (بلاكستون) بتهديدَك. |
Lütfen, adamım, beni bırakacağını söylemiştin! | Open Subtitles | أنت قُلت بأنّك سوف تُساعدني ! |
Bir de onu mahkemeden beri görmediğin hakkında yalan söyledin. | Open Subtitles | ... ولهذا السّبب فأنت كذبت عِندما قُلت بأنّك لم تراها منذُ المُحاكمة |