Bu yüzden, büyümeye ve çoğalmaya daha hızlı evrildi, kendi kısa yaşam döngüsüne karşı bir evrimsel savunma mekanizması gibi. | TED | لذلك فقد تطور لينمو ويتكاثر بسرعة أكبر، كآلية دفاع تطورية مقابلة لعمره القصير. |
Ayrıca bu uzun boyun ona süper bir yemek mekanizması olarak hizmet eder. | TED | ويخدم هذا العنق الطويل أيضا كآلية تغذية فائقة الكفاءة. |
Diğer adamı savunma mekanizması olarak uydurmuş olabilir. | Open Subtitles | من الممكن أنه يختلق الرجل الآخر كآلية دفاع |
Telif olayının keskin bıçak sırtında olan insanlar için dev bir kontrol mekanizması olan bir telif hakkı çarkı olmamalı. | Open Subtitles | ليست بالطريقة التي تطورت بها الآن كآلية تحكم ضخمة من أجل الناس الذين يجلسون على مساحات واسعة من الحقوق |
Bazen travmatik bir şey olduğu zaman bizi korumak için beynimiz onu bir güvenlik mekanizması gibi bloke eder. | Open Subtitles | عندما تحدث صدمة أحياناً، تقوم أدمغتنا بمسح تلك الذكرى كآلية دفاع لحمايتنا |
Terapisti bunu ona savunma mekanizması olarak verdi. | Open Subtitles | وهي طريقة نصحه بها طبيبه المعالج كآلية مُساعدة. |
Çin saldırıya uğradı ve Chop Suey bir savunma mekanizması olarak oluşturuldu. | TED | بذلك ، بطريقة ما ، لأن الصينيون هوجموا ، و ابُتكر "شوب سوي" كآلية للدفاع. |