Beni kandırıp bu kaleye hapsetmesinin tek yolu buydu. | Open Subtitles | وهذه كانت الطريقة الوحيدة لخداعي بالإنحصار هنا |
Hasta olduğunda sana yardım edebilmenin tek yolu buydu. | Open Subtitles | لا أصدق أنك تعمل معهم لقد كانت الطريقة الوحيدة لمساعدتك عندما كنت مريضة جدا |
Hem de uyanamadığı bir kâbus. Belki de kâbusu bitirmenin tek yolu buydu. | Open Subtitles | ربما كانت الطريقة الوحيدة لإنهاء الكابوس. |
Wall Street dingillerinin bizim köylü araci kurum oldugumuz düsüncesini durdurmanin tek yoluydu. | Open Subtitles | كانت الطريقة الوحيدة لإيقاف أوغاد وول ستريت بالتفكير فينا على أننا نشالين صغار |
Wall Street dingillerinin bizim koylu araci kurum oldugumuz dusuncesini durdurmanin tek yoluydu. | Open Subtitles | كانت الطريقة الوحيدة لإيقاف أوغاد وول ستريت بالتفكير فينا على أننا نشالين صغار |
Tatlım, filmi yapabilmem için tek yol buydu! | Open Subtitles | عزيزتي، كانت الطريقة الوحيدة ليتم إنتاج الفيلم |
- Üç katman aşağı inmenin tek yolu buydu. | Open Subtitles | كانت الطريقة الوحيدة للغوص قدماً في ثلاثة أحلام |
Ne kadar önemli olduğunu anlamasının tek yolu buydu. | Open Subtitles | كانت الطريقة الوحيدة لجعله يعي مدى أهمّيّته |
Eskilerin gücüne sahip bir muhafıza ihtiyacım vardı ve bulmanın tek yolu buydu. | Open Subtitles | كنتُ بحاجة ألى قوة القدامى ..ليكون ظلي. وتلك كانت الطريقة الوحيدة للعثور على واحد. |
Şu an size delice geldiğini biliyorum, ama bunu yapmanın tek yolu buydu. | Open Subtitles | أعرف بأنني أبدو مجنونة الآن، لكنها حقاً كانت الطريقة الوحيدة. |
Ama, hepimizi partiye davet edebilmelerinin tek yolu buydu. | Open Subtitles | لكن كانت الطريقة الوحيدة التي بها يستطيعون دعوتنا للحفلة |
tek yolu buydu. Bana inandığını söyle. | Open Subtitles | كانت الطريقة الوحيدة فقط قولي لي أنّكِ تصدّقيني |
Onu korumanın ve babasına geri vermemenin tek yolu buydu. | Open Subtitles | كانت الطريقة الوحيدة لابقاءها آمنة من ارجاعها الى والدها |
Çünkü ailesini kaybetmesinin tek yolu buydu. | Open Subtitles | لأنها كانت الطريقة الوحيدة لتخسر عائلتها |
Çünkü acımı dindirmemin tek yolu buydu. | Open Subtitles | لأنها كانت الطريقة الوحيدة للهروب من الألم. |
DJ: Bu evliliğimi korumanın tek yoluydu... ...çünkü gördüğünüz gibi Beverly yerinden olduğunu düşünüyordu. | TED | ديريك : لقد كانت الطريقة الوحيدة لكي انقذ زواجي لاني بيفرلي حينها شعرت انه تم استبدالها .. وشخص آخر جلس مكانها |
Fakat hareketsiz oturma benim için deneyimlerime göz gezdirmemin, gelecek ve geçmişten anlam çıkarmanın tek yoluydu. | TED | لكنها كانت الطريقة الوحيدة التي وجدتها كي أستطيع التدقيق من خلال شريط أحداث تجربتي وإيجاد معنى لمستقبلي وماضي. |
Atlet Bursu üniversiteye gitmemin tek yoluydu. | Open Subtitles | المنحة الرياضية كانت الطريقة الوحيدة لي لدخول الجامعة |
Ona de ki, onu buraya tıkmak istememiştim... ama hayatını kurtarabilmem için tek yol buydu. | Open Subtitles | اخبرها عني انني لم اقصد ان اوقعها في الفخ و لكنها كانت الطريقة الوحيدة التي استطيع بها انقاذ حياتها |
Ona de ki, onu buraya tıkmak istememiştim... ama hayatını kurtarabilmem için tek yol buydu. | Open Subtitles | اخبرها عني انني لم اقصد ان اوقعها في الفخ و لكنها كانت الطريقة الوحيدة التي استطيع بها انقاذ حياتها |
Onu durdurmak adına bildiğim tek yol oydu. | Open Subtitles | كانت الطريقة الوحيدة التي عرفتها لإيقافه |
Beyler kusura bakmayın. Sizi ancak bu şekilde durdurabilirdim. | Open Subtitles | آسف لأنه كان علي أن أتصرف بهذه الطريقة لقد كانت الطريقة الوحيدة التي أستطيع أن أوقفكم بها قبل فوات الأوان |
Bana doğruyu söyletebilmek için kullanacağın tek şey oydu. | Open Subtitles | لقد كانت الطريقة الوحيدة لإرغامي أن أخبرك بالحقيقة. |
Bu onları durdurmak için tek yol olduğunu çünkü mezarlara gömülmüştür Antik tanrılar. | Open Subtitles | الآلهة القديمة الذين كانوا مدفونين لأنها كانت الطريقة الوحيدة لإيقافهم |