O kız Dusty ile çıkıyordu. Yani bu kız senin sınıfında değil. | Open Subtitles | تلك الفتاة كانت تواعد دستي مما يعني أنها خارج نطاق سلطتك |
Jill onun arkadaşı ile çıkıyordu, ki bu da benim ilk uyarım olmalıydı. | Open Subtitles | أسمه , لوك قائد دراجه جيل , كانت تواعد صديقة |
Crab Simmons'la çıktığını söylüyor. | Open Subtitles | تقول أنها كانت تواعد (كراب سيمونز) |
Gerçek: Laura Bobby'nin arkasından James Hurley'le görüşüyordu. | Open Subtitles | حقيقة: "لورا" كانت تواعد "جايمس هيرلي" من وراء ظهر "بوبي" |
Ingrid benimle değil, benim restoran seçimlerimle çıkıyormuş. | Open Subtitles | لم تكن توعدنّي لشخصي ، بل كانت تواعد إختياراتى للمطاعم. |
O sersem Steve Harrington'la çıktığı için. | Open Subtitles | لأنها كانت تواعد ذلك الغبي, "ستيف هارينغتون". |
Clara, altı aydır Billy'yle değil, Michael'la çıkıyordu. | Open Subtitles | هي لم تكن تواعد بيلي. هي كانت تواعد مايكل ل6 شهور. |
Üniversiteli bir adamla çıkıyordu ama çocuk bunu terk etti. | Open Subtitles | كانت تواعد ذلك الفتى الجامعي |
Evli bir adamla çıktığını öğrendik. | Open Subtitles | نحن نعرف أنها كانت تواعد رجلا متزوجا. |
Kız kardeşim orada oynayan Justin Drayton ile çıkıyordu. | Open Subtitles | أختي هناك كانت تواعد ذلك الأحمق جاستين |
Choi Seon Young, onu kapı dışarı eden Haeshin Grup ailesinin oğlu ile çıkıyordu ve onun için bir kız kardeş, bir abla gibiydi. | Open Subtitles | كانت تواعد إبن مجموعة " هاي شين " التي طردته وكانت كأخت له |
Charlotte Paul Ericson ile çıkıyordu Paul, önemli klasik ve caz müzik eserlerini kaydediyordu. | Open Subtitles | شارلوت كانت تواعد باول ايريكسون وال(فيبي) كان من اشهر مسجلي الاغاني الكلاسيكيه والجاز .. |
Crab Simmons'la çıktığını söylüyor. | Open Subtitles | تقول أنها كانت تواعد (كراب سيمونز) |
Onun Justin Walker'la çıktığını sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنها كانت تواعد (جاستين واكر) |
Gerçek: Laura Bobby'nin arkasından James Hurley'le görüşüyordu. | Open Subtitles | حقيقة: "لورا" كانت تواعد "جايمس هيرلي" من وراء ظهر "بوبي" |
- Lindsay, Bob Paris'le görüşüyordu. | Open Subtitles | (ليندسي) كانت تواعد (بوب باريس) |
Lizzy çok konuşkandı özellikle de erkekler hakkında, ama öldüğünde bize söylemediği biriyle çıkıyormuş. | Open Subtitles | ليزي كانت تتحدث كثيرا وخاصة عن الفتيان ، ولكن عندما ماتت لقد كانت تواعد شخصا |
Yapma, Annie seksi. Judd'la çıktığı zamanki kadar değil ama... | Open Subtitles | (آني) مُثيرة يا رجل، لم أقصد أنها بنفس الإثارة عندما كانت تواعد (جود) |
Anlaşılan Samantha, bir süre önce piyasada büyük paralar kazanmış gayrimenkul yatırımcısı Harvey Terkell'la çıkıyordu. | Open Subtitles | يبدو ان "سامانثا" كانت تواعد "هارفي تيركيل" مستثمر عقارات حقق مبلغ طائل بالسوق للتو |
Quinn, Sam ile çıkıyordu ama Finn'in öptü. | Open Subtitles | Glee هاكم مافاتكم في (كوين) لديه مشاعر كانت تواعد (سام) |
Küçük bir araştırma yaptık ve pilotun kızının Sean Walker ile çıktığını öğrendik. | Open Subtitles | أجرينا بحثاً عنه، و وجدنا أنّ ابنة الرّبان كانت تواعد (شون ووكر) |