"كانت كذبة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bir yalandı
• bir yalan
• yalan olduğunu
• - Yalan
• yalan mıydı
• bir yalanmış
• yalan söyledim

Bu sana yakışmayacak, ortaya çıkarması kolay, aptalca bir yalandı.
تلك كانت كذبة غبية، من السهل عرضها، لا تليق بكي.

Önceki hikaye bir yalandı biliyorum ve bunu ispatlayabiliriz. Bir şey söyle!
اعرف ان القصة الاخيرة كانت كذبة وتستطيع اثبات ذلك، يجب ان تلقي خطاباً

Üç gün sonra, heyecanlı bir şekilde geri geldi ve kazandığını söyledi. Ama bu bir yalandı.
بعد ثلاثة أيام, رجع إلينا متفائلاً وقال بأنه قد ربح, لكنها كانت كذبة

Kolumdan aşağı veya yukarı hiçbir şey gitmesin diye bileğimi kavrayacağımı söylüyorum, ki bu bir yalan.
بعدها قلت بأني سأقوم بالضغط على معصمي لتتأكدوا بأن لا شيء سيعبر من والى كم ثوبي, هذه كانت كذبة.

Sadece dizimizi yayına sokmak için beyaz bir yalan söyledik
لقد كانت كذبة بيضاء صغيرة لانقــاذ العرض من الالغاء.

O 80 km iddiasının yalan olduğunu adım gibi biliyordum.
كنت أعرف بأن مزرعة الخمسين ميلاً كانت كذبة مريعة

- Yalan olmadığı sürece.
إلا إذا كانت كذبة

Yoksa bu da dünyaca ünlü Abed TV maceran için söylediğin bir yalan mıydı?
- أو تلك كانت كذبة أخرى لكي تقوم بمغامرة "عابد" تلفزيونية أخرى ؟

Demek Arayıcı Efsanesi başından beri bir yalanmış.
اذاً فاسطورة الباحث .كانت كذبة منذ البداية

Aslında kapanır. yalan söyledim.
في الحقيقة, إنها تُغلق, لقد كانت كذبة

Tamam, bu bir yalandı ve bu nedenle kendimi çok kötü hissediyorum! Kendimden nefret ediyorum!
حسنٌ, تلك كانت كذبة, أنا أشعر بالآسى حيالها, أنا أكره نفسي

Büyük bir iyilik için beyaz bir yalandı bence.
أظنها كانت كذبة بحبل قصير لأجل مصلحة أفضل

Dinleyin, biz FBI'dan değiliz. - Saçma bir yalandı.
إسمعوا، لسنا من المباحث الفيدرالية، كانت كذبة غبية.

Bunu planlamıştım. Önceleri bu bir yalandı.
تلك الخطه في باديء الأمر كانت كذبة

Evet, o bir yalandı. Don Juan bana kendisi söyledi. Gösterişten ibaretmiş.
أجل كانت كذبة, (دون جوان) أخبرني ذلك بنفسه كانت مجرد دعاية وإعلان

Elbette ki bu kuyruklu bir yalandı. Ama bu gece duymam gereken bir yalandı.
"بالطبع كانت كذبة جريئة ولكنها كانت الكذبة التي احتجت سماعها تلك الليلة"

Bu bir yalansa, inanılmaz derecede sıkıcı bir yalan. Tam olarak ne yapacakmışım ki?
حسناً ، إذا كانت كذبة ، فهى مملة جداً ما الذى سأفعله بالضبط؟

tanrı aşkına bu bir yalan.
كل تلك القوة و الحلفاء كانت كذبة لقد كذبت

Eğer küçük bir yalan bizi koruyacaksa buna kim yanlış diyebilir?
لذا، إذا كانت كذبة صَغيرة تبقينا معاً تَعْرفين من يقول أن ذلك خاطئ؟

Bunun da bir yalan olduğunu itiraf edebilecek misin?
أأنتِ مستعدّة للاعتراف أنّ هذه كانت كذبة أيضاً؟

- Yalan olabilir diye.
في حال ما كانت كذبة.

Yoksa aptal, acemice küçük bir yalan mıydı?
ام أنها كانت كذبة صغيرة ؟

Anladım ki zorla inandırıldığımız bir yalanmış bu.
"عرفت الآن أنها كانت كذبة علّمونا أن نصدّقها"

Tamam, yalan söyledim, ama kendi iyiliğin için.
حسنا , لقد كذبت لكنها كانت كذبة لمصلحتك