İsmi verilmeyen bir kaynaktan gelen ihbarla hareket eden FBI ajanları bu sabah erkenden Rigazzi Tesisatçılık şirketini bastı ve soygunda çalınan 50 altın külçeyi ele geçirdi. | Open Subtitles | تقرير الاف بي اي يقول تم استرجاع باقي الذهب وهي خمسون قضيبا كانت مسروقة |
Kamyonda çalınan bazı kargoları aramaya gelmiş. | Open Subtitles | حسناً ، لقد جاءَ إلى هنا باحثاً عن بضاعةٍ ما قالَ انها كانت مسروقة من شاحنة |
Efendim, bu benim çalınan arabam. | Open Subtitles | سيدي.. هذه هي سيارتي التي كانت مسروقة |
Kimlik sahte, kredi kartı çalıntı. Binbaşıyı kaçıran diğer adam bu. | Open Subtitles | الهوية مزورة, بطاقة الإئتمان كانت مسروقة لكن هذا هو خاطفنا الأخر |
Bana sapıkça bir resim sattın ve o salak resim çalıntı çıktı. | Open Subtitles | لقد خدعتني لشراء هذه الصورة المنحرفة وفوق ذلك اتضح أنها كانت مسروقة |
Rosie Larsen'ın cesedi çalınan seçim arabalarımızdan birinin bagajında bulunmuş. | Open Subtitles | ... "لقد وجدت جثة "روزي لارسن ، في صندوق السيارة ... والتي كانت مسروقة من الحملة |
Rosie Larsen'ın cesedi çalınan seçim arabalarımızdan birinin bagajında bulunmuş. | Open Subtitles | ... "لقد وجدت جثة "روزي لارسن ، في صندوق السيارة ... والتي كانت مسروقة من الحملة |
Aferin aptal. çalıntı mı kontrol et. | Open Subtitles | هذا صحيح,أيها المغفل,تحقق منها لترى إن كانت مسروقة |
çalıntı olduğunu bilselerdi o arabaya binmezlerdi. | Open Subtitles | متأكد بأنهما لن يكونا في تلك السيارة لو علما أنها كانت مسروقة |
Bir tomar çalıntı para göründe gözleri yerinden uğrayan sıradan bir salak olmadığım için kusuruma bakma. | Open Subtitles | ريلان : أعذرني أني لست من النوع العجول الذي لايهتم مامصدر الأموال التي أمام عينه حتى لو كانت مسروقة |