Büyük ihtimalle işi yürütenin ayakkabı numarasını dahi biliyorlardı. | TED | ربما كانوا يعرفون حتى مقاس حذاء مشغل الجهاز |
Fotoğraflarının dünyadaki siz özgür insanlar tarafında görülceğini biliyorlardı. | TED | كانوا يعرفون أن صورهم سوف تُرى من قبلكم في العالم الخارجي. |
Bunu biliyorlardı, ve buna izin verdiler. Başka bir rapor, General Fay'in araştırma raporu | TED | لقد كانوا يعرفون ذلك وهم سمحوا بحدوثه. في تقرير آخر، وهو تقرير تقصي قام به الجنرال فاي، |
Bu şebekler bütün bu zamanda bizim suçumuzu biliyorlarmış . | Open Subtitles | هؤلاء الأوغاد كانوا يعرفون أمرنا منذ وقت طويل |
Onlar, onun gerçekte kim olduğunu biliyorlar ve onunla dalga geçiyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يعرفون من هو حقا و انهم يريدون للعب مزحة عليه. |
Sadece birbirlerini tanıyorlar mı onu bilmek istiyoruz. | Open Subtitles | نحن فقط أردنا أن نعلم إن كانوا يعرفون بعضهم البعض. |
ve annem öldükten sonra, bizi ne kadar odada bırakacaklarını da biliyorlardı. | TED | كانوا يعرفون الوقت اللازم ليتركوني لوحدي في الغرفة مع أمي بعد أن توفيت. |
Bayan Lampert, yaşadığımı biliyorlardı ama beni orada bıraktılar. | Open Subtitles | كانوا يعرفون أننى مازلت حياً ومع ذلك تركونى هناك |
Hepsinde, eksiksiz Fransa haritaları bulunuyor ve heryeri adeta avuçlarının içi gibi biliyorlardı. | Open Subtitles | و كانوا جميعاً يحملون معهم خرائط دقيقه جداً لطرق المدن الفرنسيه لقد كانوا يعرفون بالضبط من وإلى أين تمتد الطرق |
A'dan Z'ye her şeyi biliyorlardı. | Open Subtitles | وانهم كانوا يعرفون بمنتهى الدقه مواعيد مغادرة القوافل للموانىء |
Onu geri getirmeyeceklerini biliyorlardı. | Open Subtitles | لابد أنّهم كانوا يعرفون منذ البدء أنهم لن يعيدوها إلى الأرض |
İnsanlar artık bana başka türlü bakıyordu. Birinin emrinde olduğumu biliyorlardı. | Open Subtitles | كانت الناس تنظر إلى بشكل مختلف كانوا يعرفون أن وراءي شخص ما |
Kennedy'nin Güneydoğu Asya'da savaşmayacağını 1961'den beri biliyorlardı. | Open Subtitles | فى بدايات عام 1961 , كانوا يعرفون أن كنيدي لن يذهب إلى الحرب في جنوب شرق آسيا |
-Birkez daha, bağlılığın ortaya çıktı. biliyorlardı. | Open Subtitles | مرةً أخرى، وضعت ثقتك في مكان خطأ,لقد كانوا يعرفون |
Lee'lere sor bakalım oğullarının terörist aktiviteleri hakkında ne biliyorlarmış. | Open Subtitles | اسأل أولئك الثملون إن كانوا يعرفون شيئاً عن نشاط ابنهم الإرهابي |
Burayı inşa ettiklerinde, şimdikilerin aksine, ne yaptıklarını biliyorlarmış. | Open Subtitles | عندما بنوا هذا المبنى كانوا يعرفون ما يفعلون ليس مثل هذه الأيام |
Kaynağımla irtibata geçerim ve başka bir şeyler biliyorlar mı öğreniriz. | Open Subtitles | سأطلب المساعدة من مصدري وأرى إن كانوا يعرفون أي شئ آخر |
Çete birimiyle görüşüp sizin kurbanı tanıyorlar mı bakarım. | Open Subtitles | عليّ التحقق من قوة مكافحة العصابات، فلنرَ إذا كانوا يعرفون الضحية. |
Zeki, tarafsız ve babanın çalışmalarını bilen insanlar. | Open Subtitles | حادين جداً، نزيهون و كانوا يعرفون أعمال أبيكِ |
Konuşmanın uzunluğuna bakarak şifreyi bildiklerini tahmin ediyorum. | Open Subtitles | أنا أخمن من طول المكالمه أنهم كانوا يعرفون كلمه المرور |
Altın konusunda bir şey bilip bilmediklerini öğrenmek istedim. | Open Subtitles | كل ما أردت أن أعرفه كان إذا كانوا يعرفون شيء عن الذهب |
Anlamıyorum, oraya gittiğini biliyorsanız neden onu şimdiye kadar aramadınız? | Open Subtitles | لا أفهم, إذا كانوا يعرفون مكانها فلمَ لا يبحثون عنها بالفعل؟ |
Bu adamların her biri, farketmeseler bile, buraya nasıl geldiklerinin hikayesini anlatıyorlar. | Open Subtitles | كل واحد من هؤلاء الرجال، إن كانوا يعرفون ذلك أم لا، إنهم يخبرونك قصة أنهم كيف أتوا إلى هنا. |