Bana daha sonra arayacagını söyledi Ve ondan duyduygum son şey buydu. | Open Subtitles | لقد قال أنه سيتصل بي لاحقاً وهذا كان آخر شيء سمعته منه |
Onun da bu noktada yapmak isteyeceği son şey buydu. | Open Subtitles | وهذا كان آخر شيء يريد القيام به في تلك المرحلة |
Sonra, bu ocakta, annem vefat etti, bana ilginç gelen en son şey gibi gözüken bir filmin peşine düştüm. | TED | ثم في شهر يناير توفيت والدتي وكان اطلاق فلم كهذا كان آخر شيء يمكن ان افكر فيه |
Ne de olsa, bu ona söz verdiğimiz son şeydi... | Open Subtitles | فبالرغم من كل شيء، هذا كان آخر شيء وعدناها به |
Söylemeliyim ki bu beklediğim en son şeydi | Open Subtitles | أنا يجب أن أقول. أن هذا كان آخر شيء توقعته. |
Hayatımın en kötü günüydü, o gün bu sahilde dururken bana söylediğin son şey neydi? | Open Subtitles | في آخر مرة وقفت على هذا الشاطئ في أسوء يوم من حياتي ماذا كان آخر شيء أخبرتني به ؟ |
Yapacağım son şey olsa da seni iyileştireceğim çünkü seni seviyorum Bill Compton. | Open Subtitles | سأسهر على تعافيك لو كان آخر شيء أفعله لأنني أحبكَ، |
Ama hayatta yapacağım son şey olsa bile bunu düzelteceğim. | Open Subtitles | لكنني سأصلح هذا لو كان آخر شيء أفعله أبداً |
Hayatta yapacağım son şey olsa da, ünlü olacağım. | Open Subtitles | سوف أكون مشهورة. حتى لو كان آخر شيء سأقوم به. |
Ama korkarım ki, bu durumda bu silahı polise teslim etmek, yapacağım son şey olurdu. | Open Subtitles | لكن أخشى، في هذه الحالة، تسليم هذه الأسلحة إلى الشرطة كان آخر شيء يمكن أن أفعله. |
Ama Curtis Bradshaw'ın hayattayken gördüğü son şey bu oldu. | Open Subtitles | ومع ذلك فقد كان آخر شيء كورتيس برادشو رأى في بلده. |
Tanrım, seninle tanıştığımda, yapacağım son şey bile olsa güzel görüneceğim. | Open Subtitles | يا إلهي، حين التقيت بك سأبدو جميلاً لو كان آخر شيء أفعله |
Ve İncil de onlar için almanız gereken son şey miydi? | Open Subtitles | والإنجيل كان آخر شيء تحتاجين لسرقته من أجلهم؟ |
Yarın, Rolls'u şu kaba Amerikan Milton Krampf'a satmaya gideceğiz ve yapacağımız son şey olsa da, o resmi bulacağız. | Open Subtitles | غدا يجدر بنا السفر الي ذلك الأمريكي الغجري ميلتون كرامف وسوف نجد تلك اللوحة حتي وان كان آخر شيء نقوم به |
bahse girerim, o sırada aklına gelecek en son şey, senin o çıplak vücudunu hayal etmek olabilirdi. | Open Subtitles | وأنا أفكر وأنا على استعداد للمراهنة أن الجسد العاري بك كان آخر شيء التي ذهبت من خلال عقله. |
Kardeşlik için yaptığı en son şey neydi? Pelican Bay'deki hapishanede Meksikalılar'la kavga çıkmıştı. | Open Subtitles | ماذا كان آخر شيء قد عمله مع جماعتك ؟ مشاجرة مع بعض الرّجال السّود |
Fakat yapacağım son şey de olsa ailemizin onurunu yerine getireceğim. | Open Subtitles | ولكني سأستعيد كرامة عائلتنا ولو كان آخر شيء في حياتي |
Yapacağım en son şey de olsa, ona mani olacağım. | Open Subtitles | لو كان آخر شيء أفعله، سأبرحه ضربًا. |
Biliyorum taşınma sizin ihtiyacınız olan son şeydi. | Open Subtitles | أعرف أن انتقالنا هذا كان آخر شيء تريدونه |
15 yaşındayken, aşık olduğumu söylemek için babamla konuştuğumda; ilk aşkımın bir kız olduğu gerçeğinin ne gibi sonuçları olacağını tartışmak ikimizin de aklındaki son şeydi. | TED | عندما كنت في الـ15، اتصلت بأبي لأخبره أني وقعت في الحب، لقد كان آخر شيء في أذهاننا، أن نناقش ما كانت العواقب، لحقيقة أن حبي الأول كان لفتاة. |
Senin peşinden gittim, ve... senin baban olarak yaptığım son şeydi. | Open Subtitles | لقد دخلت هناك بعدكِ، و... ولقد كان آخر شيء أفعله كوالد لكِ |