Geç olmuştu. Sizi bu gün göreceğimi biliyordum bu yüzden şeyi düşünmedim... | Open Subtitles | في الحقيقة, كان الوقت متأخراً أردتأنأراكاليوم.. |
Hiçbir şey görmedim. Buradan geçiyordum. Saat Geç olmuştu. | Open Subtitles | لم أر شيء كنت أمر بقرب الغرفة و كان الوقت متأخراً |
Geç olmuştu. Herkes evine gitmişti ve ceset yeni gelmişti. | Open Subtitles | لقد كان الوقت متأخراً و قد عاد الجميع إلى منازلهم و لقد وصلت الجُثة للتو |
Soyunma odasının önünden geçiyordum. Saat geçti. O saatte orada kimse olmamalıydı. | Open Subtitles | كنت أمر بالقرب من غرفة الخزائن كان الوقت متأخراً و لا يفترض بأن يكون أحد هناك |
O daha da ileri gitmek istedi, fakat Saat geçti, ve sabah erken kalkıp burayı açmam lazımdı. | Open Subtitles | أراد أن نذهب أبعد من ذلك ولكن كان الوقت متأخراً واضطررت للفتح هذا الصباح |
Saat geçti. Gecenin 10'uydu. | Open Subtitles | كان الوقت متأخراً , العاشرة مساءً |
Manastıra döndüğümde Geç olmuştu. | Open Subtitles | كان الوقت متأخراً جداً حين عدت إلى الدير. |
Vakit Geç olmuştu. Yatak odamdaydık. Gerektiği kadar çok konuşamadık. | Open Subtitles | كان الوقت متأخراً وفي غرفة نومي فلم نتحدث بقدر ما كان يجب |
Saat Geç olmuştu. Müşteri beklemiyordum. | Open Subtitles | كان الوقت متأخراً ولم أكن مستعدة لقدوم زبون |
zorundasın demedim ama, sadece düşünmüştüm ki... dün... çok Geç olmuştu. | Open Subtitles | ..لست مضطراً ولكن اعتقدت أجل، لقد.. كان الوقت متأخراً |
Ama çok Geç olmuştu ve son derece sorumluluk sahibi bir genç olarak ceketimi almak için gizlice üst kata çıktım. | Open Subtitles | ولكن كان الوقت متأخراً متأخر كثيراً، وأنا رجل أتصرف بمسؤولية لذا تسللت إلى الأعلى لأحضر سترتي |
Geç olmuştu, mısır patlattık. | Open Subtitles | كان الوقت متأخراً وأعددنا الفشار. |
Saat Geç olmuştu. | Open Subtitles | كان الوقت متأخراً |
Saat Geç olmuştu. | Open Subtitles | كان الوقت متأخراً |
Saat baya Geç olmuştu. | Open Subtitles | كان الوقت متأخراً |
Saat geçti. | Open Subtitles | كان الوقت متأخراً |