İçinde 280 kilo birinci sınıf sığır eti vardı. | Open Subtitles | كان بداخله 600 رطلاً من عجول تكساس الفتية. |
Nazik bir adam değildi, ama kaba saba da olsa, onu adalet ve özgürlüğe yönelten ahlaki bir yanı vardı. | Open Subtitles | لم يكن رجلاً حنوناً لكن كان بداخله دافع أخلاقي شديد للعدل والحرية |
İçinde yurt dışından gelenlerden aldığı mektuplar vardı, birkaç tanesinin üzerine yeni yabancı arkadaşlarının siyah-beyaz küçük şipşak fotoğraflarını yapıştırmıştı. | TED | كان بداخله كل الرسائل التي تلقاها في حياته، من الزائرين الذين أتو من الخارج وعلى بعض منها، ألصق لقطات مهترئة، باللون الأبيض والاسود لأصدقائه الأجانب الجدد |
Oh, tatlım.İçinde bir çeşit define haritası olup olmadığına bakar mısın? | Open Subtitles | انظرى إنْ كان بداخله خارطة لكنز أو ما شابه ذلك. |
Bence anlayamadığım bir şekilde içinde bir incinme vardı. | Open Subtitles | أظن أن كان بداخله جراح لم أستطع فهمها. |
Dolapta bu daireyle ilgili bilgi de vardı. | Open Subtitles | كان بداخله معلومات تشير إلى هذه الشقة |
Dosyaların birinde oda 7B ile ilgili bir not vardı ve yanına "Garip!" diye yazılmıştı. | Open Subtitles | أحد الملفات كان بداخله ملاحظة مكتوبة على الهوامش بخصوص الغرفة " 7 ب وكلمة "غريب" يليها ثلاث علامات تعجّب |
İçinde dört kişi vardı. | Open Subtitles | حيث كان بداخله أربع أشخاص |
Garson cipslerimi getirdğinde çerezlerin yanında nişan yüzüğüm de vardı. | Open Subtitles | وعندما أحضر النادل طبق (الناتشوز ) لي كان بداخله خاتم خطوبتي |
İçinde bir insan kalbi vardı. | Open Subtitles | كان بداخله قلب إنسان. |
İçinde ne vardı? | Open Subtitles | و مالذي كان بداخله ؟ |
İçinde ne vardı? | Open Subtitles | مالذي كان بداخله ؟ |
İçinde babamın işteyken aldığı notlar vardı. | Open Subtitles | كان بداخله بعد أعمال والدي. |
Ne vardı içinde? | Open Subtitles | ماذا كان بداخله ؟ |
Onun içinde parazitli eşek arısı vardı, tıpkı buradaki gibi. | Open Subtitles | الدبور الطفيلي كان بداخله |
Sana heykelden söz etmeliydim ve içinde ne olduğundan. | Open Subtitles | كان يجب أن أخبرك بأمر التمثال و ما كان بداخله |
İçinde hava varsa, yüzeye çıkar. | Open Subtitles | لو كان بداخله هواء , سوف يطفوا إلى السطح |
Ve vücudunun içinde hala kayıp bir parçasını olasından çok endişeliyim. | Open Subtitles | ما يقلقني حتى أكثر ...هو أن الأثر الذي كان بداخله مفقود |
Bir işimize yaramayacak. İçinde her ne varsa gitmiş. | Open Subtitles | يبدو أن ليس من نفعٍ إلينا، فأيّما كان بداخله قدّ ذهب. |
İçinde bir DVD ve eğer ondan öç almak istersem neler yapmam gerektiği yazılıydı. | Open Subtitles | كان بداخله قرص رقمي وبعض التعليمات لما يجب القيام به لو أردتُ الإنتقام منه. |