Donanmadan eski bir arkadaşımdı. Yaşadıklarımızı sen de yaşasan anlardın. | Open Subtitles | كان صديقاً قديماً في البحرية وإن شرحت ما فعلناه فستفهمون |
Şey, benim arkadaşımdı. Biraz daha zaman verilirse parayı ödeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد كان صديقاً لي وطلب بعض الوقت حتى يتمكن من إرجاع النقود |
John'a ihanet eden ve onu çok ciddi anlamda yaralayan bir arkadaşıydı. | Open Subtitles | لقد كان صديقاً خان جون وآذاه بشدة |
- Eskiden beri tanıdığı bir arkadaşı vardı. | Open Subtitles | كان صديقاً للشخص الذي يمتلك المكان حينذاك |
İyi bir arkadaştı. Hepsi bu. Sonra işimiz biter. | Open Subtitles | لقد كان صديقاً مخلصاً وهذا كل شيء، انتهى الأمر |
Büyükbaban benim için çok değerli, eski bir dosttu. | Open Subtitles | كان صديقاً قديماً عزيزاً لي، جدك كان صديقاً لي. |
Sadık ve nezih bir arkadaş olduğundan kalan paramı onun adına harcamak istiyorum. | Open Subtitles | لقد كان صديقاً وفي و محترماً وانا اود ان استعمل بقية المال لفعل شيء جيد |
- Dost olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | ظننته كان صديقاً. |
Gözaltı memuru eski bir arkadaşımdı. Beni içeri aldı. | Open Subtitles | مراقب السجن كان صديقاً قديماً لي، وقد سمح لي بالدخول |
Ama Micah yakın arkadaşımdı ona asla zarar vermezdim. | Open Subtitles | لكنّه كان صديقاً عزيزاً، لن أؤذيه أبداً. |
- Evet, hem de iyi bir arkadaşımdı. | Open Subtitles | نعم ، كان كذلك كان صديقاً جيداً |
O benim babamın bir arkadaşıydı ve yasaklıydı. | Open Subtitles | لقد كان صديقاً لأبي ومُحَرماً عليَّ |
Başpiskopos Bay Shaughnessy nin yakın bir arkadaşıydı. | Open Subtitles | القس كان صديقاً مقرباً لـ "شاهونسى" |
Mona'nın bir arkadaşıydı. Mona'yı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | (كان صديقاً لـ (موناليزا أتتذكر (موناليزا) التي أخبرتك عنها؟ |
Bu çocuk Korkmaz'ın kızının arkadaşı mıymış? | Open Subtitles | أذاً هذا الفتى كان صديقاً مع أبنة كوركماز ؟ |
Genç bir pilot var, Tura'ların, ama özellikle Bayan Tura'nın arkadaşı. | Open Subtitles | أنرى , انه طيار شاب كان صديقاً حميماً جداً لعائلة تورا... و بالخصوص كان صديقاً للسيدة تورا أهذا صحيح ؟ |
Fakat o iyi bir arkadaştı, yani tam olarak arkadaşımız olmasa da hepsi bir yana, bir insanoğluydu. | Open Subtitles | و لكن كان أيضاً زميل صف و نوعاً ماً كان صديقاً لنا أحياناً و فوق كل شيء كان إنساناً |
Düşündüğünün aksine, ona karşı çok iyi bir arkadaştı. | Open Subtitles | على عكس ما أنت تعتقد لقد كان صديقاً عظيماً لها |
Şöyle açıklayayım; bir zamanlar benim için gerçek bir dosttu. | Open Subtitles | لنقل أن "بين" كان صديقاً مخلصاً لي فيما مضى. |
Bir haine dönmeden önce Devil iyi bir dosttu. | Open Subtitles | لقد كان صديقاً قبل أن يصبح خائن |
Hayır o benim için müthiş bir arkadaş. | Open Subtitles | لا ، لقد كان صديقاً رائعاً بالنسبة إلي |
- Dost olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | ظننته كان صديقاً. |
Lancu senelerdir bir dost ve topluluğun sıkı bir koruyucusu oldu. | Open Subtitles | إن العم كان صديقاً لنا لسنوات عدة و مدافع عن العشيرة |
Savaş öncesinde bu topluluğun bir dostuydu. | Open Subtitles | لقد كان صديقاً لهذا المجتمع من قبل الحرب |
Ben de. İyi bir arkadaşımızdı. | Open Subtitles | نعم ، أنا كذلك كان صديقاً طيباً |