Kötü niyetli kötü insanlardan biri miydim emin değilim, fakat bu hikayenin yanıma kâr kalması benim için zordu. | TED | لست متأكداً إن كنت الشخص السيء بمعنى أن لدي نيّة شريرة، لكنّه كان صعبًا علي أن أنصرف عن هذه القصة. |
Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, insanlar on yıllarca kasın büyüleyici becerilerini taklit etmeyi denedi fakat bu çok zordu. | TED | ليسَ بالأمرِ المفاجئِ أنّ الناس قد حاولوا لعقودٍ طويلة استنساخَ قدراتِ العضلاتِ المذهلة، لكنَّ الأمرَ كان صعبًا جدًا. |
Özür dilerim, sizin için zor bir gün olmuştur diye düşündüm. | Open Subtitles | آسفة، ظننت أن اليوم كان صعبًا بالنسبة لك. |
Üniversiteye alışmak Marlon için zor oldu, özellikle de ailemizi kaybettikten sonra. | Open Subtitles | لقد كان صعبًا على مارلون أن يتلاءم مع الكلية خاصةً بعد أن فقدنا والدَيْنا |
Babam tarafından kabul edilmek benim için zor oluyordu. | Open Subtitles | كان صعبًا مني أن يشعر أبي بالإستحسان منّي |
Onun için de zor olduğunu gördün. Ama o bunu durdurmanın yollarını arıyor. | Open Subtitles | لقد رأيت كم كان صعبًا عليها أن تتركه ولكنها بالخارج تحاول إيجاد طريقة لإنهاء هذا |
Epey zor olmuş olmalı. | Open Subtitles | لابد وأن دلك كان صعبًا للغاية. |
Darrin'e karşı dürüst olmak benim için ne kadar zor olmuştu hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر كم كان صعبًا علي أن أصارح دارن بالحقيقة؟ |
Hiçbir zaman itiraf edemese de yokluğun özellikle onun için çok zor oldu. | Open Subtitles | غيابك كان صعبًا عليه بشكل خاص. رغم أنّه لن يعترف بذلك بتاتًا. |
- Evet, ama buraya geldiniz, ki... - ... sizin için zordu. | Open Subtitles | نعم ، لكنكِ جئتي إلى هنا وهذا الأمر كان صعبًا عليكِ |
Yeni konumundan ötürü rahatlamış olmalısın. Sanırım son olanlar oldukça zordu. | Open Subtitles | .لا بدّ أنّكَ مرتاح لحصولكَ على تلك النّوبة الجديدة .ذلك الأمر الأخير كان صعبًا جدًّا |
Gerçek dünyadaki kokunu kopyalamak oldukça zordu. | Open Subtitles | صنع رائحة مماثلة لخاصتك من العالم الحقيقيّ كان صعبًا |
Ona da diğer asistanlara davrandığım gibi davranabileceğimi düşündüm ama çok zordu. | Open Subtitles | حسنا ، لقد اعتقدت بأنني استطيع معاملتها كأي طبيب مقيم آخر ولكن ذلك كان صعبًا جدًا |
Hayatımda kimseden korkmamıştım ama televizyonda surat ifademi görmek, benim için çok zordu. | Open Subtitles | لم أخفّ من أي أحـد طوال حياتـي، لكن النظر لوجهي لأول مرة في تلك الحلبة، كان صعبًا للغاية. |
zordu fakat istemeden bir şeye sebep oldum sanırım. | Open Subtitles | كان صعبًا بعض الشيء، لكنني نوعا ما تعثرت بشيء ما. |
Senden haber almayınca, zor bir sabah olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | هل تعلمين عندما لم أسمع منك شيئا استنتجت أن اليوم كان صعبًا |
zor bir sabah geçirdiğini duydum. | Open Subtitles | بالطبع سمعت أن صباحك كان صعبًا |
Benimle kalmak ve Gabriel'i... yalnız başına göndermek senin için zor oldu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن بقائِك معي وترك "جابرييل" يذهب وحيدًا، كان صعبًا عليكِ |
Bunun senin için zor olduğunu biliyorum, sadece iyi olduğundan emin olmak istemiştim. | Open Subtitles | أعلم أنّ ذلك كان صعبًا عليك، وإنّي وددت الاطمئنان عليك فقط. |
Anneni kaybettikten sonra, çok zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن الوضع كان صعبًا منذ أن فقدت والدتك |
Çok zor olmuş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه كان صعبًا |
Bir telefon kullanmak senin için çok zor olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن أستخدام الهاتف كان صعبًا عليك. |