Yani senin için sakıncası yoksa, burada beklemeni tercih ederim. | Open Subtitles | لذا ان كان لا يوجد مانع افضل ان تنتظري هنا |
-Başka bir şeye ihtiyacınız yoksa yatacağım. | Open Subtitles | إنْ كان لا يوجد شىء آخر يمكننى فعله، أعتقد أننى سآوى إلى الفراش. |
Eğer orada hiç bir şey yoksa, mutlu olacağım. | Open Subtitles | اذا كان لا يوجد شئ هنا, عندها سأكون سعيدا |
Çalı çırpıdan, sincaplardan başka bir şey yoktu, ve ne oldu dersiniz? | Open Subtitles | و كان لا يوجد إلا الفرش و السناجب و أنت تعلم ماذا؟ |
Gando'da, elektrik yoktu, temiz suya erişim ve okul yoktu. | TED | في غاندو, كان لا يوجد كهرباء لا توجد امكانية للحصول على ماء نظيف, ولا يوجد مدارس |
İlk baktığımda, orada hiç bir şey yoktu. | Open Subtitles | كان لا يوجد شيئا على الاقل ,كان هذا انطباعى الاول. |
Beni nereye götürüyorsun bilemem ama içki yoksa Tanrı yardımcın olsun. | Open Subtitles | لا اعرف الى اين تأخذني ولكن الله يكون في عونك اذا كان لا يوجد شراب |
Sakıncası yoksa, kimsenin adını bilmediği bu adamı bana anlatır mısınız? | Open Subtitles | هل تمانعين في إخباري.. إذا كان لا يوجد من يعرف إسم هذا الشاب |
Peki, başka sorunuz yoksa, haftaya görüşürüz. | Open Subtitles | اذا كان لا يوجد اسئله اخري سوف اراكم الاسبوع القادم |
Eğer üzerinde küf yoksa eminim ki bir şey olmamıştır. | Open Subtitles | إذا كان لا يوجد طبقة عفن على السطح فأنا متأكدة من أنه جيد0 |
Orada kimse yoksa bu saçmalığa bir son vereceksin! | Open Subtitles | عديني أنكِ ستتوقفي عن هذا الهراء إذا كان لا يوجد أحد هناك |
Kardeşim yoksa babamın oğlu ben oluyorum ve ben de bu adamın babası oluyorsam o benim oğlum oluyor. | Open Subtitles | حسنا, اذا كان لا يوجد لدي اي خوة اب ابني هو انا و اذا كنت انا اب هذه الشخص, اذا هو ابني |
Koca bir çölün kumunu kovaya doldursan bile, kovanın altı yoksa, kova boş kalır. | Open Subtitles | يمكنك جرف رمل الصحراء بأكمله في دلو ولكن إذا كان لا يوجد به جزء سفلي، يبقى الدلو فارغ |
Ya yukarıda bir şey yoksa? | Open Subtitles | ماذا لو كان لا يوجد شيء في الأعلى؟ |
Arabada şoför yoksa yakaladığınız kim oluyor? | Open Subtitles | من "هو" إذا كان لا يوجد أحد يقود السيارة؟ |
Üç yüz metre boyunca yerde iz yoktu. İkisi de ölümlerini engellemek için bir şey yapmadı. | Open Subtitles | إذا كان لا يوجد هناك إثار إنزلاق متتابعه لـ 300 ياردة كلاهما السائق والراكب |
Üç yüz metre boyunca yerde iz yoktu. İkisi de ölümlerini engellemek için bir şey yapmadı. | Open Subtitles | إذا كان لا يوجد هناك إثار إنزلاق متتابعة لـ 300 ياردة كلاهما السائق والراكب |
Yiyecek hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | كان لا يوجد هناك اي شيئ في الواقع للتّغذّي عليه. |
O ve okuyucuları arasında bir aracı yoktu. | TED | كان لا يوجد وسيط بينه وبين الجمهور |
Amy, ben ve Salaam'ın gospel, soul, blues ve caz sevdiğine şüphe yoktu ve aranjmanları dinlediğinizde bu çok belirgindi. | TED | أعني، كان لا يوجد شك أن آمي وأنا وسلام جميعًا أمتلكنا هذا الحب لإنجيل، وروح، وبلوز، وجاز الذي كان واضحًا من الاستماع للترتيبات الموسيقية. |