Çocuk hazırdı zaten, hiç zorlamadım bile. | Open Subtitles | الطفل كان مستعداً للاعتراف كان عليك الضغط عليه فقط |
Beni öldürmeye hazırdı! Belki avukatlarına da yalan söylüyordur. | Open Subtitles | كان مستعداً لقتلي ربما يكذب على المحامين |
Yarışa hazırdı. Çarpışan arabalar oynamaya hazır değildi. | Open Subtitles | كان مستعداً للسباق, هو فقط لم يكن مستعدً للعبة سيارات التصادم |
Savaşmaya hazırdı, ben de o aptalın gözüne baktım -tek gözü vardı- ve ufak bir kedi yavrusu gibi parmağını emerek uyuyana kadar şarkı söyledim. | Open Subtitles | كان مستعداً للهجوم لذلك طعنت ذلك الغبي بقوة في عينة كان لديه عين واحدة فقط وغنيتُ له كي ينام حتى بدأ يلعق |
Ve yeni ülkesinde uyuz bir misafir olmamaya çalışarak geçirdiği bir senenin sonunda hayatının alt üst olmasıyla sonuçlanabilecek bir yaza hazırdı. | Open Subtitles | لأنّه بعد سنة من محاولة عدم فرض ضيافته في دولته الجديدة فقد كان مستعداً للصيف الذي سيقوم بتغير حياته كلياً |
İnandığı şeyler uğruna ölmeye hazırdı, bizim de hazır olmamız gerek. | Open Subtitles | كان مستعداً للموت من أجل ما يؤمن به، وعلينا أن نفعل المثل. |
Biliyorum ki kendisini feda etmeye hazırdı ve sen buna asla izin vermezdin. | Open Subtitles | أعلم أنّه كان مستعداً للتضحية بنفسه، وأعلم أنّك لن تدع ذلك يحصل. |
İnandığı şeyler uğruna ölmeye hazırdı, bizim de hazır olmamız gerek. | Open Subtitles | كان مستعداً للموت من أجل ما يؤمن به، وعلينا أن نفعل المثل. |
Biliyorum ki kendisini feda etmeye hazırdı ve sen buna asla izin vermezdin. | Open Subtitles | أعلم أنّه كان مستعداً للتضحية بنفسه، وأعلم أنّك لن تدع ذلك يحصل. |
Kendini kurtarmak için, bütün hücreyi elevermeye hazırdı. | Open Subtitles | كان مستعداً لتسليم كل الخلية فقط لينـُـقذ نفسه, أنتِ وبروسارد |
Kendi götünü kurtarmak için bütün hücreyi elevermeye hazırdı. | Open Subtitles | كان مستعداً لتسليم كل الخلية فقط ليـُـنقذ نفسه |
Mike O'Reilly saat 11:15'de hazırdı. | Open Subtitles | مايك أورايلى كان مستعداً الساعة 11: 15 |
İnşaa alanında ise, Gob da öğle arası vermeye hazırdı. | Open Subtitles | وعودة إلى موقع البناء (جوب), كان مستعداً لأخذ المساء راحة |
Dün, onu kurtarmak için ölmeye hazırdı. | Open Subtitles | بالأمس كان مستعداً للموت من أجلها |
- Ama o hazırdı. | Open Subtitles | -كان لديه عدة دقائق فقظ -ولكنه كان مستعداً |
Yapabilse yapmaya hazırdı. | Open Subtitles | لقد حاول نسف مبنى كان مستعداً لعمل ذلك |
Üzgünüm, bunu duymak istemediğinizi biliyorum ama İsa kendini daha büyük bir amaç uğruna feda etmeye hazırdı. | Open Subtitles | انظروا, انا آسفة ...أعلم انكم لا تريدون سماع هذا ولكن هو كان مستعداً للتضحية بنفسه لتحقيق المنفعة الأعظم |
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı, Viacom para kaybetmesin diye tüm federal bütçeyi kaldırmaya hazırdı! | Open Subtitles | رئيس الولايات المتحدة كان مستعداً لتقليل الميزانية الفيدرالية برمتها حتى لا تخسر "فياكوم" أية أموال |
Bence Brady bu gece söz kesmeye hazırdı. | Open Subtitles | أعتقد أنّ (برادى) كان مستعداً لتقديم أىّ التزام الليلة |
Pastor Veal da sevdiği kadın için savaşmaya hazırdı. | Open Subtitles | و (باستور فيل) أيضاً كان مستعداً للشجار من أجل السيدة التي أحبها |