Eğer bizi durdurmak sizin için o kadar önemliyse, o zaman, sadece bizi vurmak zorunda kalacaksınız. | Open Subtitles | إذا كان من المهم جداً .. بالنسبة لك أن توقفنا فعليك أن تطلق النار علينا .. |
Jason'ın ailesi için süpürge geleneği önemliyse onları kırmamak bu kadar zor mu? | Open Subtitles | اسمعوا، إذا كان من المهم لعائلة جايسون أن يقفز العريسان فوق المكنسة هل سيكون من الصعب التفكير في القفز فوق المكنسة؟ |
O poşetlerin batması sizin için çok önemliydi değil mi? | Open Subtitles | كان من المهم لك أن تغرق الاكياس ، أليس كذلك؟ |
Kimsenin yapmak istemediği bir iş bölümüydü, ama bir yandan da iletişim oalyı çok önemliydi yani Pirate Bay'in çok önemli bir iş yaptığının iletişimini gerçekleştirmek. | Open Subtitles | لم يرد أحد أن يقوم بذلك الجزء لكن كان من المهم التواصل و التوضيح بأن موقع القراصنة كان يقوم بشيء مهم |
Polis teşkilatımız, bu parçanın çıkarılmasının balistik testleri için önemli olduğunu düşünmüyordu. | Open Subtitles | الشرطة لم تشعر انه كان من المهم ان ينتزعوا ذلك الجزيء للقيام بفحوصاتهم |
önemli olduğunu düşündüğüm için avukatıma da bir kopyasını bıraktım. | Open Subtitles | فقد كان من المهم لذلك تركت نسخة مع المحامي الخاص بي. |
Bizim için önemliyse, ülkemiz için de bu adamın adil muamele görmesi önemlidir. | Open Subtitles | كان من المهم لنا... كما هو مهم للبلاد يا (جيم) أن يحصل هذا الرجل على محاكمة عادلة |
Senin Cape Town da kalman çok önemliydi. | Open Subtitles | لأنه كان من المهم أن تظل في كوباتاون |
Juanita'nın başarılı olması benim için çok önemliydi. | Open Subtitles | كان من المهم لي فقط أن أعرف أن "خوانيتا" تبلي حسناً |
Yani öyleymiş gibi davranmak benim için çok önemliydi. | Open Subtitles | لذلك كان من المهم لي التصرف مثل واحد |
O an, yazar ve dramaturglarla iletişime geçmesi çok önemliydi. | Open Subtitles | [روجر] كان من المهم بالنسبة لها أن تبني علاقاتٍ مع الكتّاب والكتّاب المسرحيين في ذلك الوقت. |
Ticari bir başarı elde etmem anneniz için çok önemliydi. | Open Subtitles | -أعتقد أنه كان من المهم لي و لأمك أن نصل... ... -بعضا من النجاح التجاري |
Bunu duymanın nasıl olduğunu ne kadar önemli olduğunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتذكر كيف هو الشعور بسماع هذا كم كان من المهم |
Ben sadece senin bu işte yalnız olmadığını bilmelerinin önemli olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدتُ فقط إنّه كان من المهم لهم أن يعرفوا أنّك لست وحيد في هذا. |
Babamın anlamayacağını ve bana söylediklerini harfiyen yapmamın hepimiz için çok önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | و هذا لم أستطع فهمه و لذلك كان من المهم بالنسبة لنا جميعاً و لي أن أفعل بالضبط ما أخبرتني بفعله |
Gitmemin çok önemli olduğunu düşünüyor gibi görünüyordu. | Open Subtitles | يبدو يفكر كان من المهم جدا أن أذهب |
Ayrıca... (Alkış) Meslektaşlarım ve benim hakkımda kaba sözler etmesi bir tarafa, birbirimiz için ve kendim için ayağa kalkmamızın önemli olduğunu hissettim. | TED | لذا فالأمر ليس فقط -- (تصفيق) ليس فقط أنه كان يقول أشياء سيئة عنّي وعن زميلاتي، فقد شعرت أنّه كان من المهم أن ندافع عن بعضنا البعض وأن أدافع عن نفسي. |