Bu senin yaptığın "İyileştirmeler" onun için çok önemliydi. | Open Subtitles | إن العلاج الذي قمت به كان مهماً جداً بالنسبة لها |
Ona acınmamak onun için çok önemliydi. | Open Subtitles | ولكن كان مهماً بالنسبة له ألا يكون في موضع شفقة |
İki eşliliğe hazırdım çünkü evlenmenin senin için önemli olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت مستعداً لإرتكاب جريمة التعدد لأنني كنت أعرف أن زواجي منكِ كان مهماً بالنسبة لكِ |
Bana sadece yalnız olduğumu değil seninle görüşmenin benim için ne kadar önemli olduğunu da öğrettin. | Open Subtitles | ،لم تعلميني مقدار وحدتي فقط ولكن كم كان مهماً لي أن أقابلك |
Eskiden önemli olan tek şey, on el, on da ayak parmağı olmasıydı. | Open Subtitles | عشرة أصابع لليدين و القدمين هذا ما كان مهماً في السابق |
Eğer şimdi Önemliyse, kiliseden sonrada önemli olacaktır değil mi? | Open Subtitles | إذا كان مهماً الآن فسيكون مـُهمـّاً بعد الكنيسة, أليس كذلك؟ |
Adam bu kadar Önemliyse, neden karsilamaya seni gönderdiler? | Open Subtitles | إذا كان مهماً لهذه الدرجة فكيف يُرسلونك أنت لمُقابلته؟ |
Kalmam çok önemliydi. Altı tane kaplumbağanın hayatını kurtardım. | Open Subtitles | لقد كان مهماً جداً أن أبقى لقد أنقذت السلاحف الستة |
Babamın iyi bir eş ayarlayabilmesi için Cat'in çekici kalması çok önemliydi ama şişmanlamaya başlamıştı? | Open Subtitles | لقد كان مهماً أن تبقى صالحة لكي يجد لها أبي زوجا جيداً وقد بدأت تصبح سمينة |
O yüzden hep yanında olduğumu bilmesi çok önemliydi. | Open Subtitles | ولهذا كان مهماً للغاية أنها عرفت أن بإمكانها الاعتماد علي |
İkinci Jirganın diğerinden farkı ise bu sefer, işin merkezine hukuku oturtmaktı ve Naghma'nın da haklarının olduğunu herkesin anlaması benim için çok önemliydi. | TED | و الذي كان مختلفاً بشأن الجيرغا الثاني في هذه المرة، أننا وضعنا القانون في محور الأمر كله، و كان مهماً جداً بالنسبة لي أن الجميع فهم أن لنغمة الحق في الحماية. |
Onu her düşündüğümde duygulanırım, çünkü çatışmada öldü ve onu çok özlüyoruz, ama onu görmenizi istedim, çünkü çok ama çok önemliydi. | TED | وأصبح عاطفياً جداً عندما أتذكره لأنه قتل فيما بعد في أحد الاشتباكات ونشتاق إليه حقاً، ولكنني أردت أن ترونه جميعاً لأنه كان مهماً جداً جداً. |
Aileyle irtibatta kalmak çok önemliydi. | TED | الاتصال مع العائله كان مهماً. |
Yani tüm bu adaptasyonlar, koşmanın, özellikle uzun mesafe koşmanın ilk atalarımız için gerçekten önemli olduğunu ifade eder. | Open Subtitles | لذا كل هذه التكيّفات تشير إلى أن الجري، خاصة عبر مسافات طويلة، كان مهماً لأسلافنا الأوائل |
Afrika dışına giden ilk insanlar için bu kıyı şeridinin gerçekten neden bu kadar önemli olduğunu gösterir. | Open Subtitles | فهذا يرينا كيف أن الخط الساحلي كان مهماً للبشر القدماء للرحيل من أفريقيا |
Beraber olmadığımızdan beri bunun önemli olduğunu düşünmedim. | Open Subtitles | وحيث إننا لم نكن معاً بعد الآن، لم أعتقد أن هذا كان مهماً. |
Bunun kurucu babalarımız için neden bu kadar önemli olduğunu düşünürüz? | Open Subtitles | لم نعتقد أن ذلك كان مهماً لآبائنا المؤسسين ؟ |
Gerçekten önemli olan şeyi söylemek için bir şansımın daha olmasını diledim. | Open Subtitles | كنت أتمنى لو كان لديَ فرصة واحدة أخرى لأقول ما كان مهماً فعلاً |
Listemdeki şeylerin üzerini çizmek kadar önemli olan bir şey de zamanımı hayatımdaki daha iyi şeylerden hoşlanmak için harcamamdır. | Open Subtitles | كان مهماً أخذ بعض الوقت للاستمتاع بالأمور الأجمل في الحياة |
Sanki eskiden benim için önemli olan birşeye yakınmışım gibi geliyor | Open Subtitles | أشعر وكأنني قريب من شئ عادةً ما كان مهماً |
O kadar Önemliyse eğer, ofise gelmesini söyle. | Open Subtitles | إن كان مهماً لهذه الدرجة فأخبريه أن يأتي لمكتب المباحث الفدرالية |
Adam bu kadar Önemliyse, neden karşılamaya seni gönderdiler? | Open Subtitles | إذا كان مهماً لهذه الدرجة فكيف يُرسلونك أنت لمُقابلته؟ |