Yakınımda bir kuş vardı ve senin benden daha iyi... | Open Subtitles | لقد كان هناكَ طائرٌ بالقرب مني وأعلم مدى يأسكِ لـ إثبات نفسكِ |
Şimdi siz söyleyince hatırladım. Öğleden sonra gelip akşama kadar takılan bir adam vardı. | Open Subtitles | الآن بما أنّكِ ذكرتِ ذلك، فأجل كان هناكَ رجل يتسكّع حوله من بعد الظهر |
Bunun arkasında, yanlış yönlendirilmiş veya değil politik etki vardı. | Open Subtitles | خلفَ كلِ هذا , بغضِّ النظر كانَ مضلّلاً أو لا , كان هناكَ حافزٌ سياسي. |
Bugün havuzdayken çok ama çok ürkütücü acayip ürkütücü bir çocuk vardı. | Open Subtitles | اليوم في المسابح لقد كان هناكَ هذا الطفل الغريب جداً |
Vücudunda toksin varsa, karbolik asit olabilir. Şimdi hastadan bahsediyorum. | Open Subtitles | إن كان هناكَ سمُّ في جسمها فقد يكون حمض الكاربوليك |
Oynanacak son bir oyun vardı. | Open Subtitles | كان هناكَ لعبةٌ أخيرةٌ متبقية. |
Ama bir sorun vardı. | Open Subtitles | لقد كان هناكَ مشكلةٌ وحيدةٌ فقط |
Hoşlandığım bir çocuk vardı ama ona bunu hiç söylemedim. | Open Subtitles | كان هناكَ رجلٌ أحبه، ولم أصارحه بمشاعري |
Sonra kapıyı açtım ve LED'li fenerler vardı, çok korkutucuydu, kurşun geçirmez yelekler falan. | Open Subtitles | لذلكَ فتحتُ الباب و كان هناكَ أضواءٌ ليزرية و كانَ فعلاً عملاً شنيعاً, سترات مضادة للرصاص... ... |
Şimdiye kadar bana yardım eden mi vardı sanki? | Open Subtitles | وهل كان هناكَ منْ كان يُساعدني حتّى الآن؟ ! أنتَ غريب حقًا |
Neyse, işte öyle bir... koyun vardı. | Open Subtitles | على أي حال، كان هناكَ |
- Daha zekice bir ipucu vardı. | Open Subtitles | كان هناكَ مفتاحُ أشدّ خفاءً |
Hayır, iki kişi daha vardı. | Open Subtitles | كان هناكَ إثنان أكثر |
Işıklar... Işıklar ve iğneler vardı. | Open Subtitles | كان هناكَ أنوارٌ و إبر. |
Dün gece Nick'in bahçesinde biri vardı. | Open Subtitles | كان هناكَ رجل في فناء "نيك" ليلة امس |
Bir adam vardı. Onunla yatıyordu. | Open Subtitles | كان هناكَ رجلٌ يضاجعها |
Başlangıçta Söz vardı. | Open Subtitles | في البداية... كان هناكَ كلمةُ الرب... |
Küçükken Gaffney'de sokağımızın aşağısında yaşayan bir çocuk vardı. | Open Subtitles | أتدرون، كان هناكَ صبي يعيش أسفل الشارع بالقرب مني في (غافني) |
Terapist olarak öğrendiğim bir şey varsa o da; senin bir şey söylemek istemen demek karşıdakinin bunu duymak istediği anlamına gelmez her zaman. | Open Subtitles | ماذا ؟ إن كان هناكَ ما تعلمته كطبيبٍ نفسي فهو أن وجود ما يجب أن يتم قوله |
Yani Yapı Koruma'da ya da temizlik ekibinde çalışanlardan... dişinde elmas olan varsa, o bizim adamımız. | Open Subtitles | إذن ، إذا كان هناكَ شخص ما في المحافظين على المبنى أو طاقم التنظيف لديه ألماس في أسنانه... فهذا هو رجلنا |
Acı çeken bir hasta varsa, ben ilgilenirim. | Open Subtitles | وإن كان هناكَ مريضٌ يتألّم... فأنا موجود |