Ama babanız işsizse ve 20,000 dolarlık Rolex takıyorsa, bizi arayın. | Open Subtitles | و إذا كان والدكم لا يملك عملاً و يقتني ساعة رولكس بقيمة 20 ألف دولار فاتصلوا بنا |
Sizin babanız olabilir ama benim bir şeyim değildi. Hâlâ da değil. | Open Subtitles | ربما كان والدكم , لكن لم يكن شيئاً لي و مازال لا شئ |
Eğer sendikal bir problem olursa, babanız onu arardı ve, sorunu birlikte çözerlerdi. | Open Subtitles | على سبيل المثال، كان والدكم يطلبه وكانت تُحل |
babanız bir çok şeye karıştı. | Open Subtitles | لقد كان والدكم متورطاً في الكثير من الأشياء |
Gerçek şu ki babanız tekrar gidecek mi bilmiyorum. | Open Subtitles | نظروا، هنا الحقيقة. أنا لا أعرف إذا كان والدكم سوف يغادر مرة أخرى. |
Tamam, babanız hasta oldu. Boynu mikrop kapmıştı. | Open Subtitles | حسن، كان والدكم مريضاً كان عنقه مصاباً بإنتان |
Bunlar olurken babanız neredeydi? Tam arkasında. | Open Subtitles | أين كان والدكم عندما حدث كل هذا؟ |
Bakalım babanız haklı mıymış. | Open Subtitles | انتظروا. لنرى إن كان والدكم محقًا. |
babanız inkılaptan önce neredeydi? | Open Subtitles | أين كان والدكم قبل الثورة؟ |
Dinleyin babanız harika bir insandı, | Open Subtitles | استمعوا كان والدكم ، رجل رائع |