Ivan 11 yaşındaydı, evimizin yakınlarında bir komşuya tedavi için gidiyordu. | TED | عندما بلغ ايفان الحادية عشر، كان يذهب للعلاج في مركز قريب من البيت. |
O zaman anneannen hayattaydı. Ciro hala buradaydı, okula gidiyordu. | Open Subtitles | كانت جدتك على قيد الحياة سيرو كان يذهب إلى المدرسة من المنزل |
Oyuncu seçmelerine giderdi ve ne olursa olsun, o işi alırdı. | Open Subtitles | كان يذهب لاختبارات الأداء, وكان يحصُل على أى دور يتقدّم له. |
1. Perde, Sahne 3: amcasının babasını öldürdüğünü öğrenir. Amcasına doğru gittiğini ve neredeyse onu öldürdüğünü | TED | عندما يكتشف أن عمه قتل والده أتذكرون كيف كان يذهب إلى عمه |
Yalnız biriymiş. Yani, derslerine gidiyormuş... | Open Subtitles | حسناً, أقصد بأنه كان يذهب إلى حصصه الدرسية, و لكن |
Mike sürekli garaja gider ve kapıyı kilitlerdi. | Open Subtitles | كان يذهب للمرآب .. ويقفل الباب |
Her şey yolunda gidiyordu. Bir anda işler bozuldu. | Open Subtitles | أعني، كلّ شيء الدقيق واحد كان يذهب مثالي، وبعد ذلك تحطّمنا. |
evet dinliyorum uzun zaman önce Aziz Gulab Singh Hemkunth Sahib'e gidiyordu... ..ve giderken, Kobra ile karşılaştı. | Open Subtitles | نعم أنا منذ زمن طويل القدّيس غولاب سينغ كان يذهب إلى الحج إلى حمكنذ صاحب |
Biliyorum, bu yüzden oğlunuz ders almak için gizlice kasabaya gidiyordu. | Open Subtitles | كان يذهب خفية للمدينه للحصول على دروس العزف |
Yani o blokta bir yere düzenli olarak gidiyordu. | Open Subtitles | إذن ، كان يذهب إلى مكان ما بإنتظام عند تلكَ المباني |
Ne zaman ihtiyacı olsa, o zaman gidiyordu. - Sanırsın köpek. | Open Subtitles | كان يذهب للحمام عندما يحلو له - مثل الجرو الصغير - |
Bana söylediğine göre, işe her sabah öğle yemeğini koyduğu kese kâğıdı çanta ve bir sigara ile giderdi. | TED | وأخبرني بأنه كان يذهب إلى العمل كل صباح بكيس ورقي به غذاؤه وبسيجارة واحدة |
Oraya öğleden sonraları veya gece çeç vakitler giderdi. | Open Subtitles | كان يذهب أما فى فترات الظهيرة أو متأخراً جداً فى الليل |
O zamanlar herkes psikoloğa giderdi. Adı Dr.Gilmore'du bunlar önemsiz şeyler dedi ve aldırma dedi. | Open Subtitles | كل شخص كان يذهب لدكتور تحاليل في ذلك الوقت. |
Asla onun neden böyle olduğunu anlamadım, ama sonra bana nereye gittiğini söylerdi. | Open Subtitles | لم أكن أعرف ما يجعله يغادر الحجرة و لكن مؤخرا أخبرنى أين كان يذهب |
Spor salonuna gittiğini söylüyordu. | Open Subtitles | أخبرنا أنه كان يذهب لقاعة الألعاب الرياضية |
Programın ortasındayken, her şey kötüye gittiğinde, bana kafasının içinde hep oraya gittiğini söylerdi. | Open Subtitles | عندما كنا في منتصف البرنامج وعندما كانت الأمور تسوء كان يخبرني , أين كان يذهب بمخيلته |
En son duyduğuma göre 30 yıldır aynı yerdeki kumarhaneye gidiyormuş. | Open Subtitles | كان يذهب إلي نفس بقعة القمار لمدّة ثلاثون عاماً آخر شيء سمعته |
Efsaneye göre, baban evlenmeden önce kiliseye gidiyormuş. | Open Subtitles | الاسطورة تقول أن والدكِ كان يذهب قبل زواجنا |
Tahmin et kim buzlu kahvesini içip yazı yazmak için her sabah oraya gidiyormuş? Stephen Fisher. | Open Subtitles | وخمني من كان يذهب هناك ليكتب في كل صباح ويشرب صويا مثلجة أمريكية |
Lester bir akşam şu dans barlarından birine gider ve orada Raven diye müthiş bir kıza rastlar. | Open Subtitles | كان يذهب للحصول على بعض الغريبات (إحدى الليالي وجد (ليستر نفسه في أحد ملاهي التعري (و .. |
Gecenin bir yarısı gider. | Open Subtitles | كان يذهب في منتصف الليل |