Onunla tanıştığımız günden beri bunlardan bir tane istiyordu. | Open Subtitles | لقد كان يرغب بسيارة مثلها منذ اليوم الذي التقيتُ به فيه |
Tabii ki bir tarafım geçmişe gidip bazı şeyleri değiştirmek istiyordu. | Open Subtitles | بالتأكيد كان هناك جزي مني كان يرغب بالعودة وتغيير أشياء |
Bir kaç sene önce bu kulüplerden birine gittiğimde, Scratch programımızı kullanan 13 yaşında bir çocuk gördüm, buna benzer bir oyun yapıyordu ve oyunundan memnundu ve onunla gurur duyuyordu, ama aynı zamanda daha çok şey yapmak istiyordu. | TED | وعندما زرت واحد من تلك النوادي قبل بضع سنوات، وجدت فيها طفل يبلغ 13 سنة يستخدم برنامج سكراتش لابتكار لعبة شبيهة بهذه، وكان جد سعيد وفخور بلعبته، لكنه كان يرغب في القيام بأشياء أكثر. |
Babana gidip gelmek ister mi diye sorar mısın? | Open Subtitles | لماذا لا تسأل والدك إذا كان يرغب في المجيء؟ يا أبي! |
Başka bir yere gitmek ister mi diye sordum. | Open Subtitles | سألتُه إن كان يرغب بالذهاب إلى مكان آخر |
Bir arkadaşım vardı ve insanlar onu merak ettiklerinde arayıp alışverişe gitmek ya da garajlarını temizlemeye yardım etmek isteyip istemediğini sorardı. | TED | لدي صديق ممن إذا قلق الناس عليه، فإنّهم يتّصلون به ويسألونه إن كان يرغب بالذهاب للتسوّق أو أن يساعدهم في تنظيف مرأبهم. |
O cesetlerin taşınmasını isteseydi, askerlerini gönderirdi diyor. | Open Subtitles | إن كان يرغب بأبعاد الاجسام، فأنه سوف يقوم بأرسال جنوده. |
- Sor bakalım yaşamak istiyor muymuş. | Open Subtitles | -اسأله إن كان يرغب بالعيش |
Sürekli beraber olmak istiyordu. | Open Subtitles | أنه كان يرغب بالتواجد معي طوال الوقت. |
"Penguen Penny Kuzey Kutbuna gitmek istiyordu. | Open Subtitles | "بيني" البطريق كان يرغب بالذهاب للقطب الشمالي |
Çünkü ölmek istiyordu. | Open Subtitles | لأنه كان يرغب في الموت. |
-O sincap ölmek istiyordu. -Oh, yapma lütfen. | Open Subtitles | -ذلك السنجاب كان يرغب في الموت |
Size inanmaya devam etmeyi çok istiyordu. | Open Subtitles | كان يرغب كثيرا بتصديقك. |
Baze istiyordu ama. | Open Subtitles | بايز كان يرغب في ذلك |
Takımda olmak istiyordu. | Open Subtitles | كان يرغب في أن يكون في الفريق |
Gidip başka kahve ister mi diye sorayım. | Open Subtitles | سأرى إن كان يرغب بالمزيد من القهوة |
veya daha iyisi, Peder Weber'e cemaatimizde bir koro isteyip istemeyeceğini sorarız. | Open Subtitles | أو الافضل أن نسأل البابا ويبر لو كان يرغب بفرقة في كنيستنا |
Bizi öldürmek isteseydi, çoktan hepimizi halletmişti. | Open Subtitles | إذا كان يرغب بالقضاء علينا فكنا سنلقى حتفنا بأي وقت |
Yaşamak istiyor muymuş, sor ona. | Open Subtitles | -اسأله إن كان يرغب بالعيش |