Son gördüğümde, benekli bir baş örtüsü giymiş, dolgun bir tavuk kovalıyordu. | Open Subtitles | آخر مرة رأيته كان يطارد جميلة بمنديل منقط |
Ancak haklıysan, yani bu demektir ki onca zamandır kendini mi kovalıyordu? | Open Subtitles | لكن لو أنك محق فهو كان طوال الوقت كان يطارد نفسه |
Sinir bozucu kardeşiyle ilgilenmek yerine kızları mı kovalıyordu? | Open Subtitles | هل كان يطارد الفتيات بدل رعاية أخته المزعجة ؟ |
Willis'e aitler. Bu adamı neredeyse bir yıldır takip ettiğini söylemişti. | Open Subtitles | قال بإنه كان يطارد هذا الرجل لمدة سنة تقريبا ؟ |
Merkeze ait kamyonun sürücüsü kavşakta karşılaştıklarında adamın motosikletli birini takip ettiğini söyledi. | Open Subtitles | السائق في شاحنتهم قال أنه بدا له وكأنه كان يطارد رجلاً على دراجة نارية عندما خرج على التقاطع. |
Muskie kendi kendini yok edene kadar Nixon onu geriden takip ediyordu. | Open Subtitles | كان يطارد موسكي قبل أن يدمر موسكي نفسه |
Şüpheliyi kovalıyordu. Üç atış, dar kalıp, 22 kalibre. | Open Subtitles | كان يطارد المشتبه به واطلق عليه 3 طلقات من عيار 22 |
Dave'in öngörüsünde katil bu adamı kovalıyordu, onu avlıyordu. | Open Subtitles | في رؤى دايف القاتل كان يطارد هذا الرجل،يصطاده |
Bu şekilde konuşmayı istemezdim ama adam bir hayaleti kovalıyordu. | Open Subtitles | لا أقصد الإساءة، لكنّه كان يطارد شبحاً |
Oğlunuzun hayal gücünün çok geniş olduğunu ima etmek istemiyorum ama sapanıyla camımızı kırdığında çok korkunç kovboyları ve Kızılderilileri kovalıyordu herhâlde. | Open Subtitles | الآن، لا أريد أن ألمّح إلى أن إبنكِ لديه مخيّلة جامحة، لكنّه ربّما كان يطارد بعض رعاة البقر المخيفين والهنود الحمر بواسطة مقلاعه عندما حطّم نافذتنا. |
Saleem'i kovalıyordu ve bizde peşinden gitmek zorundaydık. | Open Subtitles | - لقد كان يطارد سليم، ونحن اضطررنا لملاحقته |
Zavallı bir kızı kovalıyordu. | Open Subtitles | لقد كان يطارد فتاة أخرى مسكينة |
On sekiz gün önce, Ram hayallerini kovalıyordu. | Open Subtitles | قبل ثمانية عشر يوما رام) كان يطارد أحلامه) |
- Evet. - Birini mi kovalıyordu? | Open Subtitles | -نعم هل كان يطارد أحدا ؟ |
Adam Alisha'yı depoda kovalıyordu. | Open Subtitles | لقد كان يطارد (أليشا) عبر المخزن. |
Tanıkların kurbanı görünmez bir şeyin takip ettiğini söylemeleri dışında. | Open Subtitles | أن ما كان يطارد الضحية كان خفياً |
Gary Thorp'un Lisa'yı takip ettiğini hesaba katarsak, kendisi muhtemel bir şüpheli. | Open Subtitles | (قاري ثورب) مشتبه به معقول بالذات إن كان يطارد (ليسا) وكيف يعرف (لي آشورث) ذلك؟ |
Şeytanın onu takip ettiğini söylüyor. | Open Subtitles | وقال الشيطان كان يطارد لها. |
- Otoparkta bi kadını takip ediyordu, kiracılardan birini. | Open Subtitles | -في مرآب موقف السيارات كان يطارد إمرأة مستأجرة أخرى |
Bir grup Ghoul'u takip ediyordu ve ben de yardım ettim. | Open Subtitles | {\pos(190, 220)}كان يطارد قطيع من الغيلان وأنا ساعدته |