Kadın onun hakkında hiçbir şey bilmezken, haydut onun hakkında her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | إنها لا تعرف أي شيء عنه ولكنه كان يعرف كل شيء عنها |
her şeyi biliyordu. Bizim için çok tehlikeli olabilirdi. | Open Subtitles | كان يعرف كل شيء بربك, لقد كان يشكل خطراً علينا |
Doktor'la ilk tanıştığımızda, ...çok çok uzun zaman önce benim hakkımda her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | عندما قابلت الدكتور لأول مرة قبل زمن طويل جدا كان يعرف كل شيء عني |
Ama bu adam, astronomiyle ilgili her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | لكن هذا الرجل, كان يعرف كل شيء عن علم الفلــــك. |
her şeyi biliyordu. Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | كان يعرف كل شيء ولم يكن أمامي خيار آخر |
Hakkımdaki her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | كان يعرف كل شيء عني. |
Sevdiğim her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | كان يعرف كل شيء أحبه |