Dr Farkas iki aydır Charlie adında biriyle çıkıyordu. | Open Subtitles | دكتور فراكس كان يواعد فتاة أسمها تشارلي لمدة شهرين |
Bildiğim kadarıyla yoktu, ama sanırım Şapka büfesindeki Erika ile çıkıyordu. | Open Subtitles | حسنا.. لم يكن يعتقد أنني أعرف لكن أعتقد أنه كان يواعد ايريكا التي تعمل في كشك القبعات |
Sam eskiden Quinn'le çıkıyordu, ama Quinn şimdi Finn'le beraber ki o da Rachel'la çıkıyordu, Rachel da ona âşık... | Open Subtitles | سام كان يواعد كوين ولكنها عادت لـ فين الذي كان يواعد رايتشل التي هي نوعا ما ما زالت تحبه |
Seninle beraberken başka kadınlarla da mı görüşüyordu? | Open Subtitles | هل كان يواعد نساء أخريات عندما كانَ معكِ |
Bu biraz utanç verici ama başka bir kadınla görüşüyordu ve onunla ilgili şeyler yazmıştı. | Open Subtitles | هذا أمر محرج، لكن... لقد كان يواعد إمرأة أخرى، وكتب عنها. |
Bir zamanlar çıktığı biri geceleri Mick'e saldırırmış. | Open Subtitles | كان يواعد فتاة كانت تهاجمه في منصف الليل |
Eğer bizim gibi popüler, güzel kızlarla çıkıyor olsaydı nemliden, ateşliye çıkardı. | Open Subtitles | أعني ، لو كان يواعد ، لنقول ، فتياة جميلات ذو شعبية مثلنا سوف يتحول من المغفل الى الرائع |
Süpermen'in Rosie O'Donnell ile çıktığını biliyor muydun? (Amerikalı Şişman komedyen) | Open Subtitles | هل تعلم ان سوبرمان كان يواعد روزي `يا دونيل |
Biz tanıştığımızda da başkasıyla çıkıyordu. | Open Subtitles | إنها طبيعته , لقد كان يواعد واحدة أخرى عندما إلتقينا |
İki kapı yanımdaki evde öldürdüğü komşumla çıkıyordu. | Open Subtitles | كان يواعد جارتي حتّى قتلَها في شقّتها، على بعد شقّتين منّي |
Ve Lavon'un deli gözlü kuzeniyle çıkıyordu. | Open Subtitles | ولقد كان يواعد أبنة عم ليفون صاحبة العينين المجنونتين |
- Liseyi aynı okulda okumuştuk. En iyi arkadaşımla çıkıyordu. | Open Subtitles | ارتدنا المدرسة الثانوية معًا، وقد كان يواعد صديقتي الأعزّ. |
Bu cumartesilerden bazılarında Nate, Diana ile çıkıyordu. | Open Subtitles | نايت , كان يواعد "دايانا " في احدى تلك الأيام |
Bir kız arkadaşımla çıkıyordu... | Open Subtitles | كان يواعد صديقةً لي |
Asa bir kadınla görüşüyordu. Hani çocuğu olan. | Open Subtitles | عيسى" كان يواعد هذه السيدة، أليس كذلك؟" .كانت لديها ابن |
Belki evli bir kadınla görüşüyordu. | Open Subtitles | ربّما كان يواعد إمرأة متزوجة. |
Başka biriyle görüşüyordu. | Open Subtitles | كان يواعد شخصًا آخر، امرأة أخرى... |
Ayrıca çıktığı kişi hakkındaki gerçekleri öğrenmeye çalışın. | Open Subtitles | و أنظر إن كان بإمكانك معرفة من كان يواعد |
Amcam Reymi, çıktığı Brezilyalı bir kızdan | Open Subtitles | اترى , ان خالي ريمي كان يواعد فتاة برازيلية |
Spock bile her yedi yılda bir, biriyle çıkardı. | Open Subtitles | حتى (سبوك) كان يواعد إحداهن كل سبعة أعوام *سبوك) شخصية في رحلة النجوم)* |
Onu Trina'yla beraber yakaladığında kıskandın Abby'le çıktığını öğrendiğinde de. | Open Subtitles | لقد كنت غيورة عندما شاهدتيه مع ترينا عندما اكتشفتي انه كان يواعد آبي |
Yok, eğer biriyle çıkıyor olsaydı, bana söylerdi. | Open Subtitles | انه لا يفعل، انه لا يفعل، لو كان يواعد احدا كان سيخبرنى |