Çocuk, kız arkadaşını "Pek Sevgili Anne" den kurtarmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | ما يُفترض أن يعني ذلك؟ الفتى كان يُحاول أن يُنقذ صديقته |
...belki kimliğini saklamaya çalışıyordu. | Open Subtitles | أن تموت، وربّما كان يُحاول أن يُخفي هويته |
Ne söylemeye çalışıyordu? | Open Subtitles | ما الذي كان يُحاول أن يقولهُ لي؟ |
Mevzunun nasıl işlediğini öğrenmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | كان يُحاول أن يرى كيف تعمل الأمور. |
Bunu, yarattıkları akımın gücünü temsil ediyormuş gibi göstermeye çalışıyordu ki bu saçmalıktı. | Open Subtitles | كان يُحاول أن يُظهر الأمر على أنه نتيجة لقوّة هذه الحركة. نحن شامخون وكان محضْ هُراء, لأن الأمر كله كان يتعلّق بالسيطرة. |
Sam, adresleri son dakikada değiştiriyordu. Çünkü bir şeyler saklamaya çalışıyordu. | Open Subtitles | اسمع، لقد غيّر (سام) وجهته بآخر لحظة مع خدمة السيّارات لأنّه كان يُحاول أن يخفي شيئاً ما. |
Manning yapmış olduğu şeyi ve gideceği yeri kabullenmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | "ماننج" كان يُحاول أن يُصدِق، {\pos(190,210)} لقد حظِيت بِثلاث صدمات.. ما قام بِهِ وأين كان سيذهب. |