ويكيبيديا

    "كبرى" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • büyük
        
    • ciddi
        
    • ağır
        
    • Major
        
    • Önemli
        
    • çok önemli
        
    • mega
        
    • yüksek bir
        
    Gizem ve bilimsel anlayış sunuyor ve karşılaştırılabileceğin ötesinde şaşaalı. bu sistem hakkındaki araştırmaların büyük bir menzili var. TED إنه يعطي الغموض,بعد النظر العلمي وبشكل واضح إبهار بلا منازع و البحث في هذا النظام له أهمية كونية كبرى
    Projede büyük bir hata bulmak bunun projenin sonu olduğunu göstermez. TED إنّ اكتشاف هفوة كبرى في المشروع لا يعني دائماً نهاية المشروع.
    büyük bir iş değil. En kötü ihtimal, bir parmağını kaybedersin. Open Subtitles إنها ليست قضية كبرى في أسوأ الأحوال، ستفقد إصبع من قدمك
    Istırap hakkında bir sürü kitap okumaktayım ve ve hepsi hayatınızda büyük bir değişiklik yapmadan önce 6 ay beklemek gerektiğini söylüyor. Open Subtitles لقد كنت أقرء كثيراً من الكتب عن الحزن والمواساة وكلها تقترح الانتظار لستة أشهر قبل أن تقوم بأن تغييرات كبرى في حياتك
    büyük suçlular güzel yerlerde yerler ve büyük suçlar işlerler. Open Subtitles المجرمون الكبار يتناولون الطعام في أماكن فخمة ويرتكبون جرائم كبرى
    büyük bir olay ama söz veriyorum sıcak havalar 1-2 güne geçecek. Open Subtitles هو نوعُا ما قضية كبرى. لَكنِّي أَعِدُك الموجة الحر ستنتهي في يومين.
    Haberlerde büyük bir jüriden bahsediyorlardı ama ne zaman olduğunu söylemediler. Open Subtitles الأخبار كانت تتحدث عن هيئة محلفين كبرى ولكن لم يقولوا متى
    Teşkilat'tan ayrıldıktan sonra yavaş yavaş büyük bir uyuşturucu kartelinin içine girdim. Open Subtitles بعد أن تركت وكالة الإستخبارات عملت في طريقي مع عصابة مخدرات كبرى
    Yani, bana o kıyafeti o verdi. büyük bir kurmacaydı. Open Subtitles اعني , هي اعطتني فستان رديء تلك كانت مكيدة كبرى
    Ajanstan ayrıldıktan sonra büyük bir uyuşturucu kartelinin içinde kendi yolumla çalıştım. Open Subtitles بعد أن تركت وكالة الإستخبارات عملت في طريقي مع عصابة مخدرات كبرى
    İyi bir savcı büyük Jüri'ye jambonlu bir sandviçi bile dava ettirebilir. Open Subtitles مدعي عام جيد يمكنه الحصول على هيئة محلفين كبرى لتتهم أي أحد
    - Evet. Bana mesaj attı ve büyük para kazandığını söyledi. Open Subtitles أجل، بعث لي برسالة نصية يقول فيها أنّه فاز بجائزة كبرى.
    Başkentteki yerel cinayetleri önlemek yerine bizim için akıllarında daha büyük şeyler vardı. Open Subtitles . لديهم مشاريع كبرى لنا . تَفُوق إيقاف بعض القتلة المحليين في العاصمة
    Ama büyük bir markanın... ...sözleşmesi fes edilirse... iflas etmek ya da iş dünyasında kalmak... …arasındaki farkta olurdunuz. TED لكن عندما يخسرون العقد مع شركة ذات علامة تجارية كبرى فإن هذا ما سوف يشكل الفرق بين الاستمرارية أو الإفلاس
    büyük Göç olmadan, Diana Ross'un adını bilmiyor olabilirdik. TED لم نكن لنعلم باسم ديانا روس، لو لم تكن هناك هجرة كبرى.
    Tarım ekonomisinden büyük şirketlere evrimleştik. TED فما حدث هو أننا تطورنا من اقتصاد زراعي إلى عالم شركات تجارية كبرى.
    Sonrasında Britanya Derneği, kadınları tam üye olarak kabul eden en büyük ulusal bilim organizasyonlarından ilki olacaktı. TED ستصبح المؤسسة البريطانية بعد ذلك أول منظمة علمية وطنية كبرى في العالم تعترف بالنساء بصفتهم أعضاء كاملات العضوية.
    büyük bir savaştan doğabilecek katliamı önleyerek, tartışmaları çözme şekliydi. TED كانت معركة بين اثنين لفض النزاعات بدون تكبد إراقة الدماء لمعركة كبرى
    Fakat, daha ayrıntılı baktığımızda tütün endüstrisinde büyük bir sallantı olmadığı sürece 17 hedeften 13'üne ulaşamayacağız. TED ومع ذلك، انظروا بعمق قليلًا، وستجدوا أن 13 من أصل 17 هدفًا لا يمكن تحقيقهم ما لم يكن هناك هزة كبرى في صناعة التبغ.
    Günümüzde, organ yokluğu nedeniyle ciddi bir sağlık hizmeti krizi yaşamaktayız. TED في الواقع هناك ازمة صحية كبرى هذه الأيام تتمثل في نقص الأعضاء.
    Hepimizin paylaştığı başlıca semptom, ne zaman fiziksel ve zihinsel olarak çaba sarf etsek bedelini ağır ödüyor olmamız. TED العَرَض الرئيسي المشترك أن أدنى جهد جسدي أو عقلي يجلعنا نكابد معاناة كبرى.
    Komiser Tao, Barlow'ları izlerken bir yandan da Major Crimes için şu son çıkan taktik araçlarından birini getirtin. Open Subtitles أيها الملازم "تاو"، بينما تراقب منزل "بارلو" أريدك أن تقدم طلباً يسمح بتدخل مكتب "جرائم كبرى" تكتيكياً فى الموضوع
    Ama basit şeylerin aynı zamanda çok Önemli olan, bir diğer sınıfı vardır. TED لكن توجد فئة أخرى من الأشياء البسيطة، التي تكتسي أهميةً كبرى هي الأخرى.
    Büyücülere göre 10 milyar birey süper yoğunluklu ama yürünebilir mega şehirlerde olacak, en üst insan beklentisi ve en üst insan özgürlüğüne dair şehirleşmiş bir dünya. TED يتصور السحرة أن الـ10 مليارت نسمة متكدسين في مدن كبرى لكن يمكنكم المشي بها، وعالمٍ متحضرٍ على أقصى ما يطمح إليه الإنسان وأكبر قدر من الحرية البشرية.
    yüksek bir yatırımcıyla anlaşan ilk kişi diğer tüm yöneticiler kadar komisyon alır. Open Subtitles أول من يحقق صفقة كبرى يحتفظ بالعمولة كاملة شأنه شأن بقية المدراء التنفيذيين

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد