1300'ler boyunca, Tapınakçılar çok büyük bir güç haline geldiler. | Open Subtitles | و بحلول عام 1300، أصبحت قوة فرسان المعبد كبيرة جداً |
Dalgalar kayaları sarar, ne çok büyük ne de küçüktür o kayalar. | Open Subtitles | هذه الموجاتِ تُحيطُ بالصخورَ التى لا هى كبيرة جداً ولا صغيرة جداً |
Sicim Teorisinin denklemleri çok büyük sayıIı çözümler, çok çok büyük sayılar gerektiriyor. | Open Subtitles | إذن فمعادلات نظرية الأوتار لديها أعداد كبيرة جداً من الحلول عدد ضخم وهائل |
Ah, dorado. büyük bir balık olduğundan iki kişilik almanızı öneririz. | Open Subtitles | الدورادو, هذه سمكة كبيرة جداً لذا ننصح تقديم هذه السمكة لشخصان |
Bu yüzden o kadar büyük çiziyorum, hep de böyle çizdim. | Open Subtitles | لهذا السبب أنني رسمتهم كبيرة جداً. أنني دوماً أفعلها بهذه الطريقة. |
Gerçekten minik hamburger, Gerçekten büyük sebzeler. | TED | البرجر صغير جداً و والخضروات كبيرة جداً |
New Orleans çok büyük bir yer. Onu nerede bulacağımı biliyor musun? | Open Subtitles | نيو أورلينز مدينة كبيرة جداً هل انت تعرفين اين نستطيع ان نجده؟ |
Hiçbir dava çok küçük, hiçbir anlaşma çok büyük değildir. | Open Subtitles | لا يوجد قضية صغيرة جداً، لا يوجد تسوية كبيرة جداً |
(Kahkaha) Değil mi? Newcastle'da bunun çok büyük bir nöronla ilgili olduğunu bulan biri var. | TED | ضحك حسناً. يوجد شخص في نيوكاسل والذي اكتشف بأنها خلية عصبية كبيرة جداً. |
Bu, bunu yaptığımızda ne gördüğümüzü gösteren bir histoloji slaytı, temelde gördüğümüz çok büyük miktarlarda kemik oluşumu. | TED | هذه شريحة نسيجية لما نراه عندما نقوم بذلك، وما نراه بشكل أساسي هو كميات كبيرة جداً من العظم. |
İlk olarak, bu binalar nerdeyse boş çünkü insanların birşey satın almaya paraları yetmediği çok büyük mağazaları var. | TED | أولاً، هذه المباني تقريبا فارغة لأنها تحتوي على محلات تجارية كبيرة جداً حيث لا يستطيع الناس شراء الأشياء. |
Yıllar boyunca MRI çalışmalarında çok büyük mıknatıslar yapmaya büyük çabalar harcandı, değil mi? | TED | العديد من الجهود في تنقيات الرنين المغناطيسي خلال سنوات اتجهت للصناعة بأحجام أكبر, احجام كبيرة جداً, صحيح؟ |
Bilgisayarlar bulutlardan nefret eder çünkü bulutlar eş zamanlı olarak çok büyük ve çok küçükler. | TED | تكره أجهزة الكمبيوتر الغيوم لأنها تكون في ذات الوقت كبيرة جداً وصغيرة جداً. |
Bu öyle kötü gitti ki bazı aileler kızlarının klitorisi çok büyük bulunduğunda onu kestirdiler. | TED | وما زاد الموضوع سوءاً هو أن بعض الآباء قد يستأصلون هذه المنطقة في بناتهم إذا وُجد أنّها كبيرة جداً. |
Seneye o zaman. Bana fazladan büyük bir tane yaparsın artık. | Open Subtitles | . السنة القادمة . يمكنك أن تخبز لى كعكة كبيرة جداً |
O kadar büyük sayılar elde ediyorsunuz ki... bunları nasıl isimlendireceğinizi merak ediyorsunuz? | Open Subtitles | وتحصل على أعداد كبيرة جداً حتى أنك تتساءل كيف لك حتى أن تسميهم ؟ |
İsim veremeyeceğin kadar büyük sonsuzluklar biliyorsun. | Open Subtitles | فأنت تعرف مالانهايات كبيرة جداً بحيث يصعب عليك تسميتهم ؟ |
Bu gerçekten büyük bir adım. Ve aceleniz ne? | Open Subtitles | أعني أنها خطوة كبيرة جداً ولا داعي للعجلة |
Bolşoy artık o eski Bolşoy değil, çok fazla risk var. | Open Subtitles | فرقة البولشوي لم تعد كما كانت عليه، انها مخاطرة كبيرة جداً. |
Gerçi bunu yapmak için çok yaşlı olacağım. | Open Subtitles | من المحتمل بأنني سأكون كبيرة جداً بذلك الوقت للإهتمام. |
Dövüşten önce, bahislerin çok yüksek olduğunu gördüm. | Open Subtitles | قبل القتال ، شعرتُ أن الرهانات كبيرة جداً |
Sana fazla büyük düşündüğünü söylesem, ne dersin? | Open Subtitles | ماذا إذا قلت لك أن أفكارك كبيرة جداً عليك |
O zaman kocaman bir alarm saati kurmaları gerek. | Open Subtitles | يجب عليهم أن يستعملوا ساعة منبه كبيرة جداً |
Bu doğru. Ben senin için çok yaşlıyım. Ve çok anlayışsız. | Open Subtitles | هذا حقيقي أنا كبيرة جداً بالنسبة لكِ.ومملة جداً |
Birkaç hafta önce aldım. Diğer çantam çok büyüktü. | Open Subtitles | اشتريتها منذ بضعة أسابيع كانت الحقيبة الأخرى كبيرة جداً |
Eğer gerçekten kendimizi zombilerden ayırt etmekte zorlanıyorsak oldukça büyük bir sorunumuz var demektir. | TED | إذا كنا في الواقع نواجه مشكلة في تمييز أنفسنا عن المسوخ، فنحن أمام معضلة كبيرة جداً. |