Uyduların yakalayabilmesi için kumun üzerine büyük bir işaret yapıyor. | Open Subtitles | إنه يبني إشارة كبيرة على الرمال حتى تراها الأقمار الصناعية |
Bu arada, eğer ilgilenirseniz buzdolaplarımızda büyük bir indirim var. | Open Subtitles | بالمناسبة، لدينا خصومات كبيرة على الثلاجات إن لم تكن لاحظت |
EB Aracın kendi kendini güvenli bir şekilde indirebilmesi için, büyük oranda kendi kendini yönetebilecek şekilde inşa etmeniz gerek. | TED | و لذلك علينا أن نمنح المركبة قدرة كبيرة على اتخاذ القرارات بشكل آلي حتى تتمكن من الهبوط بنفسها دون تدخلنا المباشر |
Polis bu kız için büyük bir acı operasyon yürütüyor. | Open Subtitles | الشرطة قامت بعملية غش كبيرة على هذه البنت |
Neden tava için çok büyük olduğundan dolayı butu suçluyorsunuz? | TED | لماذا تلومون قطعة اللحم على كونها كبيرة على الحلة ؟ |
Sonra ertesi gün adamın kapısında üzerlerinde ha var ha yok giysilerle belirip yanağına kocaman bir öpücük kondurur. | Open Subtitles | يظهرن على باب الشاب وهن يرتدين شيئا شفافا ويضعن قبلة كبيرة على وجهه وسيسامحها انا لا احب هؤلاء الفتيات |
Hem böyle küçük bir at için büyüdün artık. | Open Subtitles | و أنت كبيرة على حصان صغير |
Sanki orada, Alman poposunun üzerinde büyük bir taş gibi oturuyor. | Open Subtitles | يجلس هناك كصخرة كبيرة على أردافه الألمانية |
Adamın eşkali var. 1.78 boyunda, kahverengi saçlı alnında büyük bir yarası var. | Open Subtitles | لدينا وصف للرجل طوله 177 سنتيمترًا،شعر بني كدمة كبيرة على جبهته،أيذكرك هذا بشيء؟ |
Sol testisinde, cinsel saldırı sonucu oluşmuş büyük bir morluğa rastladım. | Open Subtitles | كان لديه كدمة كبيرة على خصيته اليسرى، الناجمة عن الهجوم الجنسي. |
Neredeyse %5 oranında enfekte, küçük bir ülke olmasına rağmen o zaman için oldukça büyük bir balon... | TED | وصلت نسبة المصابين فيها إلى خمسة بالمائة تقريباً وتمثلها فقاعة كبيرة على الرغم من كونها دولة صغيرة |
İkincisi, sizde büyük bir hayvani çekicilik var. | Open Subtitles | و السبب الثاني أنه لديك قدرة كبيرة على التنويم المغناطيسي |
Bana dönüp yüzünde büyük bir gülümseme ile "seks harika bir şey" dedi. | Open Subtitles | بإبتسامة كبيرة على وجهه وقال لي . الجنس شيء جميل |
Sakin ol, Calvin. Başında büyük bir çürük var. | Open Subtitles | إسترخى يا كيلفين, إن لديك كدمة كبيرة على رأسك. |
Kampa göndermek için büyük, çalışmak içinse küçük. | Open Subtitles | كبيرة على المخيّم، وصغيرة على العمل. |
Sanırım değişiklik için büyük değilim. | Open Subtitles | أعتقد أنني لست كبيرة على التغيير. |
Kamu hizmetleri için büyük çapta harcama? | Open Subtitles | مصروفات كبيرة على أعمالٍ عامه؟ |
Küçük bir masada büyük resimler çizebilmek için çok uygunlardı. | TED | وهي سهلة جدًا فيمكنك صنع صورة كبيرة على منضدة صغيرة جدًا |
Evde hiç şeker yok ve bunu yapmak için çok yaşlısın. | Open Subtitles | لا أحتفظ بالحلوى في بيتي، وأنت كبيرة على القيام بذلك |
Burnunda kocaman bir altın halka olur diye düşünmüştüm hep. | Open Subtitles | أتعلم لطالما اعتقدت ,أن لديك حلقة ذهبية كبيرة على أنفك |
kocaman bir işaret var. Onu kaçıramazsın. | Open Subtitles | حجرة القياس و عليها لافتة كبيرة على الباب لا يمكنك أن تخطئها |
Tivoli'de doğum günü kutlamak için büyüdün mü? | Open Subtitles | (أنتي على الأرجح أصبحتي كبيرة على الاحتفال بعيد الميلاد في (تيفولي |
Bronx ve Queens çeteleri üzerinde büyük gizli bir denetimimiz var. | Open Subtitles | لدينا عملية مداهمة سرية كبيرة على العصابات في برونكس وكوينز |