Sonra manyak bağırsakları Andy'nin omzuna atmış. | Open Subtitles | قبل أن يقوم هذا المجنون بحمل أحشائها علي كتفه |
Conklin duvara kondu, omzunu kırdı. Sıhhiyeciyle bıraktım. | Open Subtitles | كونكلين هبط على جدار حجري و إنكسر كتفه تركته مع المسعِف |
Bir koluyla bir karısına sarılırken, diğer karısının başı omzunda. | Open Subtitles | ذراعه حول احدى الزوجات , وراس زوجته الأخرى على كتفه |
- Sonra dürersin. 3 numarada omzundan vurulmuş bir çocuk var. | Open Subtitles | دقائق 3 بعد طفل سيصل كتفه في ناريّ بطلق مصاب وهو |
omzunun üstünden... bakmaya çalışırken iskelet gibi zayıf bir kadın eli görmüş. | Open Subtitles | عندما حاول أن ينظر للوراء رأى شئ غريباً ونحيف جداً على كتفه |
33 yaşında, beyaz tenli, silahla vurularak Omuzu parçalanmış bir kurbanımız var. | Open Subtitles | لدينا رجل قوقازي عمره 33 ضحية اطلاق نار اصيب في كتفه |
Ağ giriş sistemindeki performans düşüşü hakkında konuşurken, arkadan omzuna hafifçe dokundum neredeyse sandalyeden düşüyordu. | Open Subtitles | لقد نقرته على كتفه لأتحدث بشأن إنحطاط أداء مدخل البرنامج و وقف فجأة من على كرسيه |
Biri kafasının arkasına saplanmış, sağ omzuna saplananı ve, ...sol kolundakini çıkardık. | Open Subtitles | واحدة غرزت في مؤخرة رأسه و واحدة تمت إزالتها من كتفه الأيمن و واحدة من ساعده الأيمن |
Adamın omzuna baktı ve- | Open Subtitles | إنتظر دقيقة إن سمحت صرخ الرجل من خلف كتفه وإختفى في كوكبة من الأصوت وسحب من الدخان |
Bu sefer dönerken, kolunu tutup, omzunu kavrayacaksın. | Open Subtitles | الآن، بينما تتحرك سوف تأخذ هذه اليد وتمسك بها كتفه |
Orada yaşlı bir adam var. omzunu incitmiş. | Open Subtitles | هناك السيد المحترم الكبير بالسن كسر كتفه |
Umarız omzunu tekrar sakatlamamıştır ama ben bu basın kulübesinden bile darbe sesini duydum. | Open Subtitles | آمل ألا يكون قد أصاب كتفه ثانية لكن كان بامكاني سماع صوت الضربة من هنا من كابينة الاذاعة |
diye sordum. Resimde, 9 yaşındaki boksör cinsi Milo'yu görüyorsunuz. Milo'nun omzunda, "malignant nörofibroma" diye bilinen çok saldırgan bir tümör vardı. | TED | إذن هذا كلب بوكسر ذو تسعة اعوام يدعى مايلو و مصاب بورم شديد الشراسة يدعى بالورم الليفي العصبي الخبيث في كتفه. |
omzunda beyaz-mavi bir çanta olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبرهم بإنه وضع حقيبة زرقاء وبيضاء حول كتفه. |
Aaron'ın seni omzundan tutup... yol boyu sürüklemesi gerekse de gidiyorsun. | Open Subtitles | الآن ، حتى لو كان هارون أن يرميك فوق كتفه واسحب لك الطريق كله ، أنت ذاهب. |
omzundan aldığımız bu kötü çocuk da, senin silahından. | Open Subtitles | وتلك الرصاصة التي أخذناها من كتفه تطابق سلاحك |
Bence, karanlıkta arkasından biri geldi ve omzunun üzerinden iki el ateş etti. | Open Subtitles | أن أحداً ما أتى خلفه في الظلام وأطلق تلك الرصاصتين من أعلى كتفه |
Tamam, hoşça kal. İyiymiş sadece Omuzu çıkmış. | Open Subtitles | حسناً إلى اللقاء مع السلامه إنخلع كتفه فحسب |
2.Doktor: Açıkçası, mesleki fikrime göre omzundaki geniş ısırık iziyle bir ilgisi olabilir. | TED | دكتور 2: حسنُ، برأيي المهني ربّما علامة العضّة الكبيرة على كتفه قد يكون لها دخلٌ بذلك. |
Şimdi, bay Corman yaptığınız omuz ameliyatının tenis servislerini mahvettiğini iddia ediyor. | Open Subtitles | مستر كورمان يقول ان العمليه التي اجراها في كتفه اثرت في لعبه للتنس |
Doktorlar onun omuzundan karımın kurşununu çıkardı. | Open Subtitles | الطبيب سحب لتوه رصاصة مسدس زوجته من كتفه. |
Trapper sahadan çıkmasına yardım ediyor. omzu çıkmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | ترابر يساعده ليخرج من الملعب وكأن كتفه قد انخلع |
Adamın bunun karşısında elde ettiği şey omuzuna patronca vuruşlar yapmılasıdır. | Open Subtitles | فيتلقى منها نوعاً من الطبطبة التي نستخدمها مع الحيوانات الأليفة على كتفه |
omuzunda da 8 taşıyordu. | Open Subtitles | والدى كان فى مقر القيادة و كان يحمل على كتفه |
Küçük Tim'i omuzlarına aldığında ne kadar hızlı yürüdüklerini bilirim halbuki... | Open Subtitles | لقد عرفت عنه المشي مع تيم الصغير على كتفه سريعا ً جدا في الواقع |
Neden onun omuzlarında ağlamasına izin vermiyorsun bir seferde? | Open Subtitles | لماذا لا تدعها تبكي على كتفه من باب التغيير؟ |
Pekala, omuzlarından tut. Üç deyince. Hazır mısın? | Open Subtitles | حسناً، احمله من كتفه عند العدّة الثالثة، مستعدّ؟ |