Dışarıda askerler ve köpekler var. Bana bir tabur asker verin. | Open Subtitles | لدى كشافة بالخارج سيدى ، و كلاب أعطنى كتيبة من الحرس |
Onu tercüman yapmak istedim, şimdi tabur komutanı. | Open Subtitles | كنت اريد ان اخذه معي كمترجم في السنة الماضية والان اصبح مسؤولا في كتيبة |
Kuzay Bölgesi taburu seferberlik talebimize karşılık vermedi. | Open Subtitles | كتيبة المنطقةِ الشماليةِ لَيْسَ لَها رَدَّ على طلبِ التعبئةِ. |
Jonathan Wallace, 7. Hafif Silahlı Keşif Tugayı, 3. | Open Subtitles | جوناثان والاس كتيبة الاستطلاع الخفيفه المدرعه السابعة |
Tüm müfreze parçalanmış, 32 adam, ve biz yürüyüp gidiyoruz, sadece sen ve ben. | Open Subtitles | هزمنا كتيبة كاملة من 32 رجلاً و خرجنا من المعركة فقط أنا و أنت |
Müfrezesi'nden ödünç aldığımız Nick Carnahan. | Open Subtitles | القوّات الخاصة الأولى التنفيذيّة كتيبة دلتا. |
Onu almak için bir tabur paraşütçü gerekir. | Open Subtitles | الامر يحتاج الي كتيبة من المظليين لاحتلالها |
Teğmen von Witzland, fırtına Birliği 336.tabur, 2.bölük, 1.müfreze. | Open Subtitles | 336 الملازم أول هانزفون فيتزلاند، كتيبة قوات العاصفة الفرقة الثانية، الفصيلة الاولى |
-Burada bir köprü geçişi olduğuna göre tahminimce bütün bir tabur olabilir. | Open Subtitles | -يوجد هنا معبر معديه لذلك من الممكن ان تكون هنا كتيبة كامله |
İlk çıkışımız ve bütün bir tabur katledildi. | Open Subtitles | لا أحب ذلك . المرة الأولى انتهت, كتيبة بالكامل قتّلت ؟ |
Bunu sevmedim. İlk çıkışımız ve bütün bir tabur katledildi. | Open Subtitles | المرة الأولى انتهت, كتيبة بالكامل قتّلت ؟ |
Evet efendim, bize karşı bir Viet Kong taburu da getirmişler. | Open Subtitles | نعم يا سيدي، لقد جلبوا قوة رئيسية من كتيبة من الفيتناميين ضدّنا أيضا. |
Evet efendim, bize karşı bir Viet Kong taburu da getirmişler. | Open Subtitles | نعم يا سيدي، لقد جلبوا قوة رئيسية من كتيبة من الفيتناميين ضدّنا أيضا. |
12. Piyade taburu, 7 Agustos 1966. 2 Temmuz 1968. | Open Subtitles | كتيبة المشاة الثانية عشرة، من 7 آب 1966 لـ 2 تموز 1968 |
Kraliyet Ordusu kış sebebiyle çekilmeye hazırlanırken 1,500 güçlü paralı askerden oluşan bir Hess Tugayı Trenton'a ilerliyor. | Open Subtitles | حسنًا، بينما الجيش الملكي يتحضر للوقوف في وجه الشتاء كتيبة من المُرتزقة مكونة من 1500 فرد |
Evet, 442'nci Mor Kalp Müfrezesi. | Open Subtitles | نعم, الوحدة الـ422 كتيبة القلب الأرجواني.. |
Yedek Seçilmiş Donanma Birliği'nde binbaşı ve savaş mühendisleri taburunda. | Open Subtitles | رائد في سلاح إحتياط البحرية الأمريكية مع كتيبة قتال منهدسين |
Wolseley'le küçük bir birlik yollayabiliriz. Debba'dan öteye geçmeyeceğine söz verdi. | Open Subtitles | ووليسلى يمكنه أن يرسل كتيبة صغيرة انه لا يعد بأكثر من دبا |
Arvi tabura gidip, sığınaktaki bir sonraki adamların arkeolog olacaklarını söyle. | Open Subtitles | ارفي، اذهب وأخبر كتيبة الشعب القادم في القبو سيكون علماء الآثار. |
Onları Charlie Bölüğü'ne pislik yapmaya çalışırken yakaladık. | Open Subtitles | لقد صادفنا العديد من هؤلاء الملاعين يحولون الهجوم على كتيبة تشارلى |
Sana birilerinin bu haberi vermesi gerektiğini düşündüm. Oğlunun mangası esir düştü. | Open Subtitles | فكرت أنه يجب أن نخبرك , لقد تم أسر كتيبة ابنك |
Kuvvetli Toprak Krallığı taburunu yenmelerini nasıl beklersin? | Open Subtitles | كيف تتوقع منهم هزيمة كتيبة قوية من مملكة الأرض؟ |
Mamala Nehri'ne yakın yerlerde 31. Piyade'nin bir taburuna mı kumanda ettin? | Open Subtitles | قُمتَ بقيادة كتيبة المشاة الـ 31 في العمليات قرب نهر ماملا ؟ |
Bir Kıta... Bütün bir Kıta yok oldu! | Open Subtitles | . كتيبة واحدة الكتيبة بأكملها سقطت |
Sabah, gündüz ekibi geldiğinde hemen Direnişin liderlerinden biri olan Kapo Kaminski'ye koşup olanları anlattım. | Open Subtitles | وبالصباح وبقدوم كتيبة النهار اتجهت الى كابو كامينسكي أحد قادة المقاومة في كتيبة الموت |