Küçüklüğünde ne zaman müzik açsam bir elbise gibi eski tişörtlerimden birini giyer ve etrafta dans eder dururdun. | Open Subtitles | عندما كنت صغيرة، في أي وقت اشعل به الموسيقى، كنت ترتدين واحدة من قمصاني القديمة كثوب و كنت ترقصين حول المكان كله |
Laurie bunu, bikini üstü gibi gözüktüğünü söylediği için uçakta iç çamaşırına kadar soyunarak açıklığa kavuşturdu, ki öyle gözükmüyor. | Open Subtitles | أوضحتْ (لوري) عندما تعرّتْ في الطائرة حتّى الصدريّة لأنّها قالت أنّها تبدو كثوب سباحة، و هو أمرٌ غير صحيح. |
En başta Robin Hood gibi giyinmeseydi bunların hiçbiri olmazdı. | Open Subtitles | {\pos(190,220)} وذلك ما كان سيحدث ما لم يرتدي ثوبًا كثوب (روبن هود) من الأصل. |
Bir arkadaşım gibi giyinmişsin. Neden? | Open Subtitles | ترتدين كثوب صديقة لي، لمَ؟ |
O eski battaniyeyi elbise gibi kullanıyor. | Open Subtitles | إنه يستخدم تلك البطانية الرثة كثوب ! |
- Adam Suikastçiler Birliğindeki biri gibi giyinmiş. | Open Subtitles | -هذا الرجل يرتدي كثوب اتّحاد القتلة . |