Ama erkekler için, kadınlarda olduğu kadar önemli olmuyor. | Open Subtitles | بالرغم من أن هذا الأمر لا يهتم به الرجال كثيراً كما تهتم به النساء |
Ve seni sevdiğim kadar birini sevince... bir süre sonra, hiç bir şey hissetmezsin. | Open Subtitles | عندما تحبين شخصا كثيراً كما أحبك, عندها لن تشعري بأي ألم |
Tüm Amerikalılar senin kadar küfür ediyor mu? | Open Subtitles | هل الأمريكان يشتمون كثيراً كما تَـفـعــل أنت؟ |
Benden, Bay Heathcliff'in ettiği kadar nefret ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تكرهيني كثيراً كما يفعل السيد هيثكلف وأكثر من ذلك |
Bir cerrah olarak elde edebileceğiniz iyi şeylerin çoğunu alırsınız çünkü gelmesi gerektiği kadar sık çıkmaz karşınıza. | Open Subtitles | أماإنكنتجراحاً، فإنك تأخذ أفضله بقدر ماتستطيع لأنه لا يأتي كثيراً كما يجب |
Aslında iyi içerim. Ama yakınlarda eskisi kadar içmedim hiç. | Open Subtitles | اقصد, افعل, ولكن ليس كثيراً كما في السابق |
Belki de Arayıcılar hakkında düşündüğün kadar çok şey bilmiyorsundur. | Open Subtitles | ربما لا تعرفي عن الباحثين كثيراً كما كنت تعتقدي. |
Okulu bu kadar çok sevmemem gerektiğini öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت, لا ينبغي أن أضيع وقتي بالمدرسة كثيراً, كما تعلم ؟ |
Tabii istediğim kadar binemiyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أستطيع القيام بهذا كثيراً كما أحب |
Görünüşe göre Zürih'e o kadar fazla gitmek zorunda değilmişim. | Open Subtitles | اتضح انه ليس علي ان اسافر الى زيورخ كثيراً كما كنت اظن |
Eskisi kadar konuşkan olmadığını düşünüyordum. | Open Subtitles | فكرت أحيانا أنها لم تعد تتكلم كثيراً كما كانت تفعل من قبل |
İfade vermek eğlenceli ama düşündüğüm kadar dolandırıcılık değilmiş. | Open Subtitles | ادلاء الشهادة ممتع ولكن ليس احتيالاً كثيراً كما ظننت |
Bak, ben sadece babanın senin tahmin ettiğin kadar çok değiştiğini düşünmüyorum | Open Subtitles | أنا فقط لا أعتقد أن والدك تغير كثيراً كما تعتقد |
Annene yardım etmek istediğim için eskisi kadar çok yanında olamayacağım. | Open Subtitles | لذا أنا لن أكون متواجداً كثيراً كما هو معتاد لأنني سوف أكون مع أمك لمساعدتها |
Diğer kadınlar kadar bana da yardımı dokundu. | Open Subtitles | لقد ساعدتني كثيراً كما فعلتْ لبقية النساء |
Neden insanlar markette çalışıyorlarmış gibi bu kadar ilk adı kullanıyorlar? | Open Subtitles | لمَ الجميع يستخدمون الإسم الأول كثيراً كما لو أنهم يعملون في مجال التسويق؟ |
Kaydettiği ne varsa elimizde, ama mesele şöyle ki umduğumuz kadar ilerleyememiş. | Open Subtitles | كل شيء خزنه حصلنا عليه لكن المشكلة انه لم ينجز كثيراً كما كنا نأمل |
Tam olarak senin Gable'ın kadar erkek olduğumu söyleyebilecek birkaç düzine tatmin olmuş kadının var olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | وهذا سيحملنا عبر الكثير من الليالي الموحشة. أتريدين أنْ تُحملي على الدرج؟ لرجل يمارس الجنس كثيراً كما كنت تفعل، |
O yüzden babanın seni neden bu kadar zorladığını anlayabiliyorum. | Open Subtitles | لذلك أرى لماذا يدفعك والدك كثيراً كما يفعل |
O atı bana senin verdiğini biliyorum ama ona artık eskisi kadar binmediğim için moralim bozuluyor. | Open Subtitles | أعلم أنك منحته لي، لكنني أشعر بالسوء وحسب لأنني لا أركبه كثيراً كما اعتدت |