o kadar çok inkar ederiz ki, göz önündeki gerçeği göremeyiz | Open Subtitles | ننكر كثيراً لدرجة أننا لا نستطيع تمييز الحقيقة أمام وجوهنا تماماً |
Benim logore demans dediğim şeyden muzdaripler, bu da o kadar çok konuşuyorlar ki kendilerini çılgına çeviriyorlar demek. | TED | إنهم مصابون بما أدعوه بعته الثرثرة، أي أنهم يتحدثون كثيراً لدرجة الجنون. |
Gloria, seni ve ailemizi o kadar çok özledim ki kusabilirim. | Open Subtitles | غلوريا لقد إشتقت إليك و للعائلة كثيراً لدرجة كبيرة |
Hah! Seni o kadar çok sevdi ki senden doğruca başka kadına gitti. | Open Subtitles | أحبّك كثيراً لدرجة أنه عندما انتهت علاقتكم ذهب لإمرأة أخرى |
Onu o kadar çok özlüyordum ki, bilinçaltım onu geri getirebilmek için tüm fırsatları kullanıyordu. | Open Subtitles | لقد أفتقدتها كثيراً لدرجة أن اللاشعورُ لدى أراد إستناح كل فرصة لإحضارها |
Demek istediğim şu, o kadar çok Monopoly oynardım ki herkes bana kamu malı derdi. | Open Subtitles | علي أي حال، بيت القصيد هو أنني العب المونوبولي كثيراً لدرجة أن كل الاولاد اطلقوا عليّ لقب الصدر الاجتماعي |
Seni o kadar çok seviyorum ki, hatamın evliliğimizi bitirmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | أحبك كثيراً لدرجة أنه لا يمكنني السماح لأخطائي بإنهاء زواجنا |
Yok, onlar çocuk doğunca direkt onları terk ederler. Ya da o kadar çok içerler ki varlıklarını hatırlayamazlar. | Open Subtitles | كلا، هم يتخلون عن أولادهم فحسب بمجرد أن يحظوا بهم أو أن يشربون كثيراً لدرجة نسيانهم |
Brezilya'daki bu cangıl gibi bazılarında o kadar çok yağmur yağar ki yılın bir kısmında ağaçlar neredeyse tümüyle su altında kalır. | Open Subtitles | فى بعض الغابات كما يحدث هنا بالبرازيل تمطر كثيراً لدرجة انه فى بعض اوقات السنه تقترب الاشجار من الغرق كلياً |
O ifade tarzını bir başlangıç olarak algıladım, bir sıçrama tahtası olarak. Fakat emlak spekülatörleri o tarz binalardan o kadar çok yapmaya başladı ki, O kadar basite indirgenmişti ki - | TED | حاولت فهم تلك اللغة كبداية لتكون بمثابة محطة إقلاع وكان هناك العديد من الأعمال المنجزة من قبل بنائين مجازفين وكان العمل يُقلل من شأنه كثيراً لدرجة.. |
Seni o kadar çok seviyorum ki bebeğini doğurmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أحبك كثيراً لدرجة أني أتوق لولادة طفلك |
Seni o kadar çok seviyorum ki bebeğini doğurmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أحبك كثيراً لدرجة أني أتوق لولادة طفلك |
o kadar çok seviyorum ki bazen nefesim kesiliyor. | Open Subtitles | أحبك كثيراً لدرجة الإختناق |
Şansıma, Krusty'nin eski figüranı olarak, yüzüme o kadar çok pasta yemiştim ki, yüzüm artık acıyı hissetmiyordu. | Open Subtitles | لحسن حظي عندما كنت أعمل مع (كرستي) كان يضربني بالفطائر كثيراً لدرجة أنني فقدت الإحساس بوجهي |
o kadar çok seviyorum ki acı veriyor. | Open Subtitles | أنا أحبه كثيراً لدرجة الألم. |