Bence bu doğru. Bu önemli çünkü evrimleşmiş cinselliğimiz modern Dünyanın birçok boyutuyla çatışma halinde. | TED | أعتقد أن ذلك صحيحا. هذا يهم لأن حياتنا الجنسية في صراع مباشر مع جوانب كثيرة من العالم الحديث. |
Bu durum iklîmin istikrârını bozdu ve Dünyanın birçok bölgesinde çetin koşullara yol açtı. | Open Subtitles | وهذا يزعزع إستقرار المناخ ويؤدي إلى ظروف قاسية في مناطق كثيرة من العالم |
Geçtiğimiz yıllarda yaşanan ekonomik sıçramadan kaynaklanan kentsel patlama, Dünyanın birçok bölgesinde dramatik bir kutuplaşmaya ve varoş mahallelerinin çoğalmasına neden oldu. | TED | إن التوسع المدني في السنوات الأخيرة من الطفرة الاقتصادية قد أدّى أيضاً إلى تهميش كبير، نتجت عنه زيادة كبيرة في الأحياء الفقيرة في أجزاء كثيرة من العالم. |
Eğer bundan kurtulabilirsek,... ...o zaman bugün dünyanın pek çok kısmında... ...neler olduğunun aksine otoyollar sizin için... ...kullanışlı olacaktır. | TED | إذا استطعنا أن نتخلص من هذا, فتصبح حينها الطّرق السّريعة متاحة لك, وذلك بعكس ما يحدث في أجزاء كثيرة من العالم اليوم. |
Dünyanın birçok yerini gördüm ben. | Open Subtitles | لقد رأيت أماكن كثيرة من العالم |
Dünyanın birçok yerini gördüm ben. | Open Subtitles | لقد رأيت أماكن كثيرة من العالم |
Bunun gibi, bazı kadınları şunu söylerken duyuyorum, "Siyaset, uğraşmak istemediğim kirli bir dünya." Şu konuda endişeliyim ki siyaset ve siyasete katılım fikri Dünyanın birçok yerinde öylesine kutuplaştırıldı ki sıradan insanlar dahi siyasete katılmak için açık sözlü aktivistler olmaları gerektiğini düşünüyorlar ve bu doğru değil. | TED | وهكذا، عندما أسمع امرأة تقول: السياسة هي عالم قذر لا أريد المشاركة به. أنا قلقة من أن الآراء السياسية والارتباط السياسي أصبحوا متضادين في أجزاء كثيرة من العالم. لدرجة أن عامة البشر شعروا أنه وإذا ما أرادوا أن يشاركوا في السياسة، يجب أن يكونوا نشطاء متفاعلين مع العالم الخارجي، وهذا ليس صحيح. |