Onu almak için gittiğimde bir sürü insanla olmamdan hoşlanmaz. | Open Subtitles | هي لا تحب أن أصطحب أُناسٌ كثيرون معي عندما أصطحبها |
Bir sürü seksi insan çok çalışmıyor ama işleri var. | Open Subtitles | أناس كثيرون مثيرون لا يقومون بالعمل الكافي، ويقيمون العلاقات الغرامية |
Ne amaçladığımızı ve ne yapmaya çalıştığımızı göremeyen birçok kişi vardı. | TED | لم يفهم كثيرون ما كنا نهدف إليه، وما كنا نحاول فعله. |
Etrafta duran ve kaçırılırsa görmeyi bekleyen birçok oyuncum vardı. sonrasında gittiklerinde çok geçti. Başka birisi onlardan önce oradaydı. | TED | كان لدي كثيرون يظلوا واقفين وينتظرون رؤية إذا ما أخطأوا التصويب، ثم يرجعوا متأخرين جداً. ويكون شخص آخر قد سبقهم. |
Buraya onlar için savaşmaya gelmedik! Eve gidiyoruz! İngilizler çok fazla. | Open Subtitles | لم نأتي هنا لنقاتل لأجلهم البيت ، إن الإنجليز كثيرون جدا |
Amerika'lıların hakkını verelim şimdi, çok fazlalar. | Open Subtitles | يجب بأن نقول عن الأمريكان , بأنهم كثيرون |
Bu ofiste parası tehlikede olan bir sürü insan var. | Open Subtitles | و هناك أناس كثيرون في املكتب يملكون مالاً في الاستثمار |
Böyle şeyleri denerken bir sürü insan öldü. | TED | اناس كثيرون ماتوا و هم يحاولون القيام بمثل هذا الشيء. |
Feodalizm. Bir sahip, bir sürü ırgat. | TED | هذه هي الإقطاعيه: مالك واحد، عمال كثيرون |
Burada bir sürü İnsan Oğlu var. Farklı yerlerden farklı kabileler. | Open Subtitles | هناك آدميون كثيرون هنا مجموعات كثيرة من موطني |
Aşk yolunda bir sürü sona şahit oldum. | Open Subtitles | رأيت أناساً كثيرون .. انتهى بهم المآل .في الشوارع من أجل الحب |
Bence, tecavüzlerden ve cinayetlerden... bıkıp usanmış bir sürü insan var dışarıda... ve kanunu kendi elleriyle uygulayan bir adama sempati duyabilirler... bu adam siyah olsa bile. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك أناس كثيرون سئموا من الاغتصاب والقتل وسيكونون متعاطفين مع رجل طبق القانون بيديه |
birçok yazar büyük bir 20. yüzyıl romanı yazmaktan söz etmiştir. | Open Subtitles | كثيرون من المؤلفين الطموحين حاولوا أن يكتبوا رواية القرن العشرين العظيمة |
Orada birçok Müslüman dostumuz var. Onların yanında güvende olursun. | Open Subtitles | لدينا أصدقاء مسلمون كثيرون هناك سوف تكون فى أمان معهم |
Dünyanın her yerinden birçok İnsan bu güzelliği görmeye geliyor. | Open Subtitles | هناك أناس كثيرون يأتون إلى هنا من جميع أنحاء العالم |
Savaşta birçok adam dürüst kalabildi. Ama ya barışta? | Open Subtitles | رجال كثيرون كانوا شرفاء فى الحرب و لكن فى السلام |
Gidemezsin. Çok fazla insanı uyarmalıyız. Polis buna asla izin vermeyecektir. | Open Subtitles | لن تتمكنى، يجب أن نحذر أناس كثيرون الشرطة لن تسمح بذلك |
Abla böyle olmayacak. Çok fazla muhabir ve Han Yoo Ra fanı var. | Open Subtitles | ففى الوقت الحالي هناك صحفيون كثيرون و الكثير للغاية من معجبي هان يورا |
- Çok fazlalar! Ben gidiyorum! | Open Subtitles | إنّهم كثيرون جدًّا، سأنسحب من هنا. |
Trenler insanları kırsal bölgelere götürmeye başladığında Çoğu kişi trenlerin asla atların yerini alamayacaklarında ısrar etti. | TED | عندما بدأت القطارات بنقل الناس عبر البلدان المختلفة أصرّ كثيرون على عدم استخدامها وفضّلوا ركوب أحصنتهم. |
Etkili olması için isteklerine boyun eğen çok sayıda insan gerekiyor. | Open Subtitles | وليكون تأثيرها كبيراً.. فإن هذا يتطلب من بشر كثيرون التخلي عن إرادتهم |
Gizli Servisin korumasını gerektirecek kadar çok çocuk Bu kızın peşinde. | Open Subtitles | لا إنك تحفظ جدول دروسها من أجل المتعة فتيان كثيرون يطاردون هذه الفتاة |
Ve bunu öğrenmek isteyen, pek çok insan var doğrusu. | Open Subtitles | و يبدو أن هناك إناس كثيرون يهمهم معرفة حقيقة الأمر |
Uzun süre başarısız olduklarından bir çok kişi bunun kaçınılmaz olduğunu düşünüyor. | TED | و كان اداؤهم ضعيف لمدة طويلة لدرجة ان كثيرون ظن هذا الوضع حتمي. |