Haftada 5 seans. Bu çok fazla değil mi? | Open Subtitles | خمس جلساتٍ في الأسبوع هذا كثيرٌ جداً، صحيح ؟ |
Hayır, hiçbir şeyi hatırlamayacak. Bilgi çok fazla. Yoksa kafası patlardı! | Open Subtitles | لا ، فلن تتذكر أياً من هذا ، فهو كثيرٌ جداً قديتسببفي انفجارعقلها. |
Gerçekten çok fazla bir miktar. | Open Subtitles | كثيرٌ لدرجة أنهم يستخرجون 500 ألف طن من الملح سنوياً |
çoğu erkek taşaklarını tıraş ediyor. Bu gey oldukları anlamına gelmiyor ki. | Open Subtitles | كثيرٌ من الرجال يقومون بحلق شعر عانتهم هذا لا يعني بأنهم لوط |
çoğu insan doğada kendinden geçiyor. | TED | كثيرٌ من الناس يجدون السمو بالذات في الطبيعة. |
- Birçok öğrenci ilk sergisinde endişelenir. | Open Subtitles | كثيرٌ من الطلّاب متوتّرون في معرضهم الأول. |
irtibatta kalmak için kadarmış. | Open Subtitles | كثيرٌ جداً بالنسبة للبقاء على إتصال |
İlk olarak, kadın kurbanı görebiliyorduk ve geçitteki fayansların üstünde çok fazla kan vardı. | Open Subtitles | حينما إقتربنا، رأينا الضحية الأنثى وكان هنالك كثيرٌ من الدماء على الممر |
Buraya çok fazla insan gelir. Hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | يأتيني كثيرٌ من الناس هنا لا أستطيع أن أتذكر |
Bakımevine zorla girmek isteyen çok fazla insan olmaz. | Open Subtitles | ليس هنالك كثيرٌ ممن يريدون السطو على دار رعاية |
çok fazla kasa var. İşi kolaylaştırmalıyız. | Open Subtitles | وبها كثيرٌ من الصناديق ونريدُ أن نُخففَّ حمولتها |
İlk olarak, kadın kurbanı görebiliyorduk ve geçitteki fayansların üstünde çok fazla kan vardı. | Open Subtitles | حينما إقتربنا، رأينا الضحية الأنثى وكان هنالك كثيرٌ من الدماء على الممر |
Kızım hakkında çok fazla dedikodu olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلمُ أن هناك كثيرٌ من الشائعات حول ابنتي |
Günümüzde çoğu eski mezarlık, artık yalnız yerler. | TED | واليوم، كثيرٌ من المقابر القديمة صارت أماكن خاوية على عروشها، |
O çiftçi ailelerin çoğu en az bizim kadar Downton'da yaşadı. | Open Subtitles | كثيرٌ من أُسر المزارعين قد كانوا موجودين في "داونتون" بقدر وجودنا |
Ve çoğu zaman, zaman kaybediyormuşum gibi hissediyorum. Ben... | Open Subtitles | و في كثيرٌ من الأوقات أشعر أنني أفقد الوقت |
Bu zamana ait müziklerin çoğu dünyaya karanlık getiriyor bu yüzden 60'lardan ve 70'lerden bir şeyler dinliyoruz. | Open Subtitles | كثيرٌ من الموسيقى المعاصره تجلبُ الظُلمات على العالم ولذا نستمع إلى موسيقى من الستينيات والسبعينيات |
çoğu mutlu sonla bitmiyor ama. | Open Subtitles | كثيرٌ منها لا يملك نهاية سعيدة. |
Yani nasıl sonuçlanırsa sonuçlasın Birçok küskünlük olacak. | Open Subtitles | الأمر الذي يعني أنه مهما حدث فيسظل هناك كثيرٌ من الاستياء المتبادل |
Ülkeye sessizce gelmek buraya kadarmış. | Open Subtitles | حسنا، كثيرٌ جدا من أجل دخول سري |