Bütün o masum insanları ve Titus'u suçlu bulan jüri üyeleri gibi çoğu insan hafızanın bir kayıt cihazı gibi çalıştığına inanıyor. | TED | مثل هيئة المحلفين الذين ادانو هؤلاء الابرياء والمحلفين الذين ادانو تايتس, معظم الناس تعتقد ان الذاكرة تعمل كجهاز تسجيل |
Acil durumlar için, kıçım solunum cihazı olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | .. في الحالات الطارئة مؤخرتي يمكن استخدامها كجهاز العوامة |
Ayaklı telefon dinleme cihazı gibisin. Artık bu evde özel hayat kavramı geçmişte kaldı. | Open Subtitles | أنت كجهاز تنصت- أظن أن الخصوصية قد انتهت في هذا البيت- |
Sıkıcıydı çünkü 400 yıllık ömrü boyunca hikayeciler, bir hikaye anlatma aracı olarak bu kitabı hiç geliştirmediler. | TED | لأنه خلال 400 سنة من وجوده، لم يطور القصاصون الكتاب أبدا كجهاز لسرد القصص. |
Ben de bunun bir çeşit anımsatıcı alet olarak işleyeceğini düşündüm. | TED | وقلت إنها ربما تمثل لي كجهاز تذكري دائم بذلك. |
Bunu MRI gibi görüntülemek için kullan. | Open Subtitles | استخدمه للتصوير كجهاز رنين مغناطيسيّ |
Bunu MRI gibi görüntülemek için kullan. | Open Subtitles | استخدمه للتصوير كجهاز رنين مغناطيسيّ |
Mesela, bir ayakkabı güvenlik sistemi çağrı cihazlı bir şey, bilirsin bir tuşa basarsın ve ayakkabı öter böylece onları bulabilirsin. | Open Subtitles | شيئاً عاثراً للأحذية ، كجهاز الإشعار على سبيل المثال حيث تضغط على الأزرار و الأحذية تصدر أصواتاً |
Sana, aynı zamanda bir dinleme cihazı olan bir telefon vereceğiz. | Open Subtitles | نعطيك هاتفاً نقالاً، يعمل كجهاز مراقبة |
- Takip cihazı gibi. - Bizi doğruca ona götürür. | Open Subtitles | -نستخدمها كجهاز تعقب، لتقودنا إليه مباشرةً |
...dinleme cihazı takmak suretiyle yer alacaktır. | Open Subtitles | تتضمن ارتداء جهاز تسجيل كجهاز تنصت |
Bir nevi su bulma cihazı. | TED | انه كجهاز الغطس في المياه |
D'Angelo Barksdale'in cihazı ile aynı frekansa sahip. | Open Subtitles | إنه يتبع الموجه ذاتها كجهاز (ديانجلو باركسدايل) |
Eğer beyni bir bilgisayar olarak düşünürseniz, bu da transistörü. | TED | وإذا كنت تتخيّل الدماغ كجهاز كمبيوتر، فهذا هو الترانزستور. |
Tokyo'daki araştırmacılar bunu arabalarda potansiyel hırsızlık önleme aracı olarak kullanıyorlar. | TED | يستخدم الباحثون هذه الخاصية في طوكيو كجهاز كامن ضد السرقة في السيارات |
Bu yüzden artık evlerin çatısında bulunan güneş pillerini bir İnternet alıcısı olarak kullanmaya başlayabiliriz. Bu, bir tepedeki ışıktan ya da bir sokak lambasından olabilir. | TED | ولذلك هذا ممكن ان تستخدم خلايا شمسية على سطح الكوخ لتعمل كجهاز استقبال للنطاق العريض من خلال محطة ليزر فوق هضبة مرتفعة او بالاحرى عمود اضاءة |
Şimdi, yalnızca işaretçi olarak değil, aynı zamanda dokunma arayüzü olarak çalışacak. | TED | ليس عملها كـفأرة فقط، لكن كجهاز استشعار أيضاً. |
Mesela, bir ayakkabı güvenlik sistemi, çağrı cihazlı bir şey. | Open Subtitles | شيئاً عاثراً للأحذية ، كجهاز الإشعار على سبيل المثال |