Tanrılara mesaj taşıyan birisi olarak ölmek bir insanın sahip olabileceği en büyük onurdu. | Open Subtitles | الموت كحامل رسالة إلى الآلهة يعتبر أعظم شرف قد يختبره رجلاً |
Oğlumuzun ruhunu taşıyan biri olarak, bizimle eve gelmelisin, böylece oğlumuzla son akşam yemeğimizi yiyebiliriz. | Open Subtitles | و كحامل لروح ابننا .. يجب أن تذهب معنا للمنزل لنحظى بـ ليلةٍ اخيرةٍ مع ابننا ليلة لم نحظَ بها |
Tam olarak bana anlatılan nişancı gibisin. | Open Subtitles | كل بوصة فيك بارعة كحامل سلاح هذا ما سمعت |
Biz şu an konuşurken banka da senin ipotek altındaki biri olarak finansal yeterliliğini yeniden değerlendiriyor. | Open Subtitles | بينما نتحدث، البنك يعيد تقييم مقدرتك المالية كحامل رهن عقاري |
Sonra, Darius'u bizim bebek kameramanımız olarak kullanma fikri aklıma geldi. Böylece Dylan'a besleyeceğimiz verileri elde etme yolunu bulduk. | TED | ففكرت أن نجعل إبني "داريوس" كحامل للكاميرا الصغيرة, و بهذه الطريقة نحصل على المعطيات, التي ندخلها إلى "ديلان" |
NASA bu şeyi peçete tutacağı olarak kullandığını biliyor mu? Şaka mı yapıyorsun? | Open Subtitles | هل (ناسا) تعلم أنك تستعمل ذلك الشيء كحامل للمنديل ؟ |
Tripod olarak bir çakmak. | Open Subtitles | قداحة تستخدم كحامل |
Babam Heathrow Havaalanı'nda bagaj denetimcisi olarak çalışıyordu. | Open Subtitles | كان والدي يعمل كحامل الأمتعة. في مطار (هيثرو). |