Bunu yapsaydık büyük bir risk alırdık demek istiyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه لو فعلنا ذلك لكنا ربما سنعتبر كخطر ضخم |
Insanlar bunu öngörülemeyen bir risk olarak görüyor, ama yaptıklarım: Kickstarter, sokak, kapı zili, ben bunları risk olarak görmüyorum. | TED | أنهم يرونه كخطر لا يمكن التنبؤ به، ولكن الاشياء التي فعلتها، Kickstarter. الشارع. جرس الباب أنا لا أرى هذه الأمور كمخاطرة. |
Bu fazladan alınan risk gibi. Ameliyata hazırlık günler alıyor. | Open Subtitles | يبدو أنه كخطر أضفته |
Cariye oğlunun taht için bir tehdit olarak... görüldüğünü biliyordu. | Open Subtitles | ولقد عرفت المحظية بأن ابنها سينظر له كخطر على العرش |
Bu ne, biri onu Başkana tehdit diye fişledi mi? | Open Subtitles | مالذي يحدث هل هنالك من رشحه كخطر علي سلامة الرئيس ؟ |
Ama risk taşıdığınız söyleniyor. | Open Subtitles | لكن يتم اعتبارك كخطر |
Bu, alınması anlamsız bir risk gibi duruyor. | Open Subtitles | . هذا يبدوا كخطر لا حاجة له |
Buradayım çünkü sevildim, okutuldum, korundum ve şanslıydım çünkü doğru okullara gittim, yarı ünlüyüm, genellikle mutluyum, günde iki kez meditasyon yapıyorum, ancak yine de korku içinde yürüyorum çünkü biliyorum ki beni tehdit olarak gören biri hayatımda bir tehdide dönüşebilir ve ben bundan bıktım. | TED | أنا هنا لأنني أُحببت واُستثمر في، وكنت محمياً ومحظوظاً لأنني ذهبت إلى المدارس الصحيحة أنا شبه مشهور وغالباً أشعر بالسعادة أتأمل مرتين يومياً وحتي بعد كل ذلك أنا أمشي في خوف لأنني أعلم أن هنالك من يراني كخطر يمكنه أن يصبح خطرأ يهدد حياتي ولقد سئمت |
Altıncı ayın sonunda FBI onu bir tehdit olarak görmeye başlar. | Open Subtitles | "بنهاية الستة شهور "مكتب التحقيقات الفدرالي أُعتبِرَ (فيرجل) كخطر |
Mirae Motor'un geçici işçiler birliği uzun zamandır devlet ekonomisi için bir tehdit olarak değerlendiriliyor. | Open Subtitles | (ميراي موتورز) نقابة العُمال المؤقتة لقد اعتُبرت لفترة طويلة كخطر على اقتصاد الدولة. |