yalan söylediğin için bunu, kitap kulübünün bir üyesi yapamayız. | Open Subtitles | وبسبب كذبك بخصوص هذا الأمر لا نستطيع أن نضيف هذا إلى نادي القراءة |
Şimdi ailene yalan söylediğin zaman ne hissettiklerini anlayabiliyorum. | Open Subtitles | الآن أدركت شعور أفراد أسرتكَ لدى كذبك عليهم. |
Aynalar hakkında bir inanç var şöyle ki yalanlarını, sırlarını gösterir; | Open Subtitles | هناك معتقدات كثيرة عن المرايا أنها تظهر كذبك أو أسرارك |
Bana yalan söylemen hoşuma gitmedi, ama bence yaşadığımız şey gerçek. | Open Subtitles | لست سعيدة بشأن كذبك عليّ، لكن أظن أن ما بيننا شيء حقيقي، |
Hayır, yalan söylediğini kanıtlamak için karavanda uyumam gerekse bile bu fedakarlığı yapmaya hazırım. | Open Subtitles | إن كان لزاما علي أن أنام في مقطورة لأثبت كذبك,000 فأنا إذا لدي إستعداد لعمل تلك التضحية0 |
Bana söylediğin yalanların kimliğini korumak için olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | تفهمت أن كذبك علي كان لحماية هويتك. |
- Yaptığın hiç hoş değil. - Bizi yalanlarına alet etme. | Open Subtitles | لا تسحبنا إلى شبكة كذبك يا رجل |
Yalanlarından suçlanana kadar bekleyemem! | Open Subtitles | لا يمكنني الانتظار حتى تُجازى على كذبك! |
Yıllarca ilişkimiz konusunda yalan söylediğin gerçeği beni bana da yalan söyleyip söylemediğini düşünmeye itti. | Open Subtitles | سهولة كذبك علينا سنينًا جلعني أتسائل ما إن كنتِ قد كذبتِ عليّ. |
Yani,ben seni bana yalan söyledin diye suçlamıyorum. | Open Subtitles | انا لم اعاقبك بسبب كذبك علي في الترشح |
Zihnimde iyi bir yer edinmiş olabilirsin. Lakin yalan söylediğin anda bana ihanet etmiş olursun. | Open Subtitles | ربّما يضمر عقلك نوايا حسنى، لكنّ كذبك عليّ خيانة لي. |
Biliyor musun Harvey, buradan içeriye ilk girdiğinde bir saniyeliğine bana onca zaman yalan söylediğin için özür dileyeceksin sandım. | Open Subtitles | أتعلم، عندما دخلتَ إلى هنا، خلت لثانية أنك ستعتذر إلي على كذبك طيلة ذلك الوقت |
yalanlarını gerçek sandım ve buraya geldim. | Open Subtitles | لقد أخذت كذبك علي أنه حقيقة ، وأتيت إلي هنا |
Yani, sadece-- doğrusu şaşıyorum. Nasıl olur da, biz kadınlara iyilik yaptığına inanarak... yalanlarını ve çapkınlıklarını haklı gösterebilirsin. Gerçeğe tutunamamız gibi. | Open Subtitles | من المدهش أن تاقول أن كذبك على النساء هو خدمتنا لنا كما لو أننا لا نتحمل الحقيقة |
Sadece sesini duymak, yalanlarını, beni bok gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | مجرد سماع صوتك, كذبك, يجعلني سقيما. |
yalan söylemen konusunda beni en çok rahatsız eden şeyse bunda ne kadar usta olduğunu anlamaya başlıyor olmam. | Open Subtitles | أكثر ما يقلق في كذبك هو... أنني بدأتُ أدرك مدى براعتكَ فيه |
yalan söylemen konusunda beni en çok rahatsız eden şeyse bunda ne kadar usta olduğunu anlamaya başlıyor olmam. | Open Subtitles | أكثر ما يقلق في كذبك هو... أنني بدأتُ أدرك مدى براعتكَ فيه |
Baba, izinler konusunda yalan söylemen lanetli olduğundan değil. | Open Subtitles | أبي، كذبك حيال التصريحات ليس لعنة. |
Cinayet mahalli konusunda neden yalan söylediğini bilmek istedim. | Open Subtitles | أردتُ أن أعرف سبب كذبك عليّ حول مسرح الجريمة. |
- yalanların seni asla kurtaramayacak. | Open Subtitles | أنا لست مصاص دماء كذبك لن يقوم بأنقاذك الأن - جيد , هيا لنقوم به أيتها العاهرة - |
Senin yalanlarına inanarak öldü. | Open Subtitles | "الذي مات مصدّقًا كذبك" |
Yalanlarından usandık ve yorulduk! | Open Subtitles | لقد سئمنا كذبك |
Oh, arkadaşın James'e nasıl yalan söyleyip evini o her şehir dışına çıktığında başkalarına kiraladığını mı demek istiyorsun ? | Open Subtitles | (تقصدين مثل كذبك على صديقك (جايمس و تأجرين شقته في كل مرة يسافر؟ |
Tek önemsediğim bana yalan söyledin! Bana yalan söyledin! | Open Subtitles | اهتم بشأن كذبك علي انتي كذبتي علي |
Onu sahiplenmenden, horlamandan, ona yalan söylemenden hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لايعجبني تحكمك بها، ولا خداعك لها ولا كذبك عليها |