Beni hüküm kampına bir bahane uydurarak tıkan adam nerede? | Open Subtitles | اين الرجل الذي رمى بي في معسكر الاعتقال كذريعة ؟ |
Askıya aldıkların, anıların ki bu şeyi satabileceğimi biliyorum, ateşli ilişkimize devam etmek için bir bahane. | Open Subtitles | خطّيت ذكرياتك، والذي أعرف أني استطيع بيعه بالمناسبة، كذريعة لمواصلة علاقتنا الحارّة |
Tanrı'yı bahane ederek insanları dövüyorsunuz... Hastasınız. | Open Subtitles | إنكم تستخدمون الإله كذريعة للفتك بالناس , إنكم متطرفون |
Bana sorarsan yakın gelecekte sağcılar, bu uyuşturucu paniğini mazeret olarak kullanarak uluslararası bir polis birimi kuracaklar. | Open Subtitles | سيقوم الحزب اليميني باستخدام الاضطراب العصبي بسبب المخدرات ..كذريعة لإنشاء الشرطة الدولية |
Bunu gerçek sorunundan kaçmak için bir mazeret olarak kullanmadığına emin misin? | Open Subtitles | هل تستغل هذا فقط كذريعة لتجنب مشكلتك الحقيقية؟ |
Herhangi bir nedenden uygun olmadığına karar verilirse anlaşmanı geçersiz kılmak için bunu bahane edebilirler. | Open Subtitles | لكن إن كنت فاقد الأهلية فربما نستعملها كذريعة لإبطال الإتفاق |
Ona sorduğumda bilmiyormuş gibi yaptı. 15 yıldır bunu birilerine bağlanmamak için bahane olarak kullanmış. | Open Subtitles | كان يعلم عندما وصلتُ إلى هنا، ولـ15 عاماً، كان يستخدم ذلك كذريعة لعدم الإلتزام. |
Çıkamayacağın bir gezi için bizi bahane ettin. | Open Subtitles | يمكنك استخدام لنا كذريعة لتخفيف و رحلة أنك حتى لم تستمر. |
Kuzey Amerika ve bu şehre eziyet etmek amacıyla ordularına güç sağlamak için Silora'nın ölümünü bahane olarak kullanacaklar. | Open Subtitles | وسوف يستخدموا وفاتها كذريعة لجلب قوة جيشهم للهجوم على أمريكا الشمالية وعلى هذه المدينة |
Dürüst ol ve lütfen, lütfen uygulamayı bahane olarak kullanma. | Open Subtitles | بصراحة، وأرجوك لا تستخدم التطبيق كذريعة. |
Günümüzde gençler üniversiteyi sürekli sarhoş kalmak için bahane olarak kullanıyor. | Open Subtitles | هو مثل الاطفال تستخدم حتى اليوم كلية كذريعة للبقاء في حالة سكر في كل وقت. |
Bu yüzden hayatıma karışmak için bunları bahane etmekten vazgeç! | Open Subtitles | لذا توقفي عن إستخدامها كذريعة للتحكم في حياتي |
Bu trajedi, onu geçici bir hevesle boşadığı ve Cromwell'i idam ettirmek için bir bahane olarak kullandığı Cleves'li Anne'yle olan dördüncü evliliğinden vazgeçirmedi. | TED | الإدعاء: هذه المأساة لم تردعه من إتمام زواج رديء رابع من آن كليف، الذي أبطله هنري بسبب نزوة واستخدم ذلك كذريعة لإعدام كرومويل. |
Benim için kritik öneme sahip problem ise bir asırdan uzun bir süredir, pornografi karşıtı konumun geylere ve lezbiyenlere veya sıra dışı istekleri ya da fetişleri olanlara karşı ayrımcılık yapmak için bahane olarak kullanılmasıydı. | TED | ومشكلة كبيرة بالنسبة لي كانت أنّه لأكثر من قرن، قد استخدم موقف مكافحة الإباحية كذريعة للتمييز ضد المثليّين جنسيًا والمثليات أو الأشخاص الذين لديهم نزوات جنسية أو رغبات غريبة. |
Artık oğlunu her yaptığın şeye bir bahane olarak kullanmaktan vazgeç. | Open Subtitles | توقف عن استخدامه كذريعة لكل شئ تفعله |
Ve Steve'in ölümünü de bu isteğine bahane ediyorsun. | Open Subtitles | وأنت تستخدم وفاة ستيف كذريعة |
Bush, anayasal haklarımızı örselemek için sürekli bunu bahane ediyor... | Open Subtitles | يستخدمها (بوش) كذريعة للتقليص من حمايتنا الدستورية |
Castle, balayımızı orta dünyaya gitmek için bahane olarak mı kullanıyorsun? | Open Subtitles | ) (كاسل)، هل تستخدم شهر عسلنا كذريعة لأخذ جولة على وسط كوكب الأرض؟ |
Bunu gerçek sorunundan kaçmak için bir mazeret olarak kullanmadığına emin misin? | Open Subtitles | هل تستغل هذا فقط كذريعة لتجنب مشكلتك الحقيقية؟ |
Çünkü, kendimi motive etmemek için bunu mazeret olarak kullanıyorum. | Open Subtitles | لأني أعتقد أني كنت أستخدم ذلك مثالًا لي كذريعة حتى لا أدفع نفسي للأمام |