İnek kokuyor. Ama çok düzenli. | Open Subtitles | تفوح رائحة كرائحة الأبقار لكن المكان منظم جدا هنا |
Bu yanmış lastik gibi kokuyor. | Open Subtitles | رائحة هذه الصلصلة الهولندية كرائحة المطاط المحترق |
Hastalığı yüzünden bu sıcakta leş gibi kokuyor! - Evet. | Open Subtitles | مع هذا المرض وهذه الرياح الحارة، تفوح منه رائحة كرائحة المعز |
Kurumuş kanın kokusu, kirli, çıplak ayak izi birbirinin içine geçiyor, bu eski ter aroması, kızarmış tavuk gibi. | Open Subtitles | رائحة الدم الجاف أثار الأقدام العاريه تحيط ببعضها بعض رائحة العرق المعتق كرائحة الدجاج المقلي |
Bu kıronun götü de kültürü gibi bok kokuyordu. | Open Subtitles | كانت رائحة فم ذلك الحقير كرائحة التغوط تماما |
Bana mı öyle geliyor yoksa pirzola mı kokuyorsun? | Open Subtitles | هل أنا أتخيل أم أن رائحتك كرائحة لحم الظأن ؟ |
İkizlerin kafası neden parfüm kokuyor acaba? | Open Subtitles | لماذا رائحة رأس الأطفال كرائحة البهارات القديمة؟ |
Domuz gibi kokuyor. Kardeşime söyle buna katlanamıyorum. | Open Subtitles | اشم كرائحة الخنازير اخبر اخي اني لا استطيع تحمل هذا |
- Kim yunus kusmuğu gibi kokuyor? - Ben? | Open Subtitles | من هذا الذي تبدو رائحته كرائحة قيء الدلافين ؟ |
Onlar o kadar güzel ki! Ve nefesleri nane kokuyor. | Open Subtitles | إنها جميلة جداً و رائحة أنفاسها كرائحة النعناع |
O allahın belası çadır bozuntusu kedi pisliğinden bile beter kokuyor. | Open Subtitles | اللعنة الخيمة رائحتها كرائحة فضائل القطط او أسوء |
Sert sert orası. Çarşaflar da sabunlu sabunlu kokuyor. | Open Subtitles | إنه صلب للغاية ورائحة الملاءة كرائحة الصابون |
Bu oda, umutsuzluk, ter ve ayak kokusunun garip bir karışımı gibi kokuyor. | Open Subtitles | فرائحته كرائحة مزيج من العرق, اليأس و الأقدام |
Kan şekerim yükselince, nefesim biraz meyvemsi kokuyor. | Open Subtitles | وعندمايرتفعالسكرفيدمي، رائحة أنفاسي تصبح كرائحة الفاكهة. |
Burası leş gibi ter kokuyor. | Open Subtitles | على أرضية الرقص حسنا ، أتعرف ، رائحة المكان كرائحة العرق |
Burası biraz kötü kokuyor. | Open Subtitles | الهواء هنا اصبحت رائحته كرائحة البعير قليلا |
Kurumuş kan kokusu, birbirinin etrafında dönen, kirli, çıplak ayak izleri, kızarmış tavuk gibi kokan bu eski ter, önceki gece yapılan dövüşün yerde bıraktığı ılık his. | Open Subtitles | رائحة الدم الجاف أثار الأقدام العاريه تحيط ببعضها بعض رائحة العرق المعتق كرائحة الدجاج المقلي |
kokusu, kendi larvalarının kokusunun tıpatıp aynıdır onu, kendi larvalarının bulunması gereken yere yuvalarına taşımaya başlarlar. | Open Subtitles | رائحتها كرائحة أحد يرقاتهم ويشرعون بسحبها حيث يجب أن تكون يرقاتهم، في عشّهم. |
Elma şekeri gibi kokuyordu pembe veya o tür renk giyiyordu. | Open Subtitles | وكانت رائحتها كرائحة التفاح كانت تلبس اللون الزهري من الواضح، أني لا أملك أية فكرة |
Hazır konu açılmışken tıpkı içi geçmiş yaşlı ve de hasta bir kadının idrarı gibi kokuyorsun. | Open Subtitles | علي فكرة تبدو راحتك كرائحة شئ ميت في احد اعضاء امرأة عجوز |
Durun biraz. Hiç dikkat ettiniz mi? Osurduklarında, bu kelime için affedin osuruk gibi kokmuyor, bunun için de affedin. | Open Subtitles | هل لاحظتم أنه عندما يضرطون ،عدم المؤاخذة لا تبدو الرائحة كرائحة الضراط ، عدم المؤاخذة |
Erkeklerin kokusunu ve pis koktuğunu düşünmemeyi, ve bunun midemi bulandırmamasını öğrenmem gerekti. | Open Subtitles | كنت مضطرا لأن أتعلم كيف هي رائحة الرجال دون أن أفكر بها كرائحة كريهة أتقزز منها |
Gerçi çaylaklar taze boya gibi kokardı. | Open Subtitles | ولهذا كان المبتدئين لهم رائحة كرائحة الطلاء الجديد |
Keskin bir koku gibi hissediliyor. | Open Subtitles | يمكن الشعور به كرائحة لاذعة |
Nefesi çok kötü kokabilir ama dil bilgisi gittikçe gelişiyor. | Open Subtitles | رائحة تثاؤبه كرائحة المستنقعات لكن تحسنت تهجئته للحروف |