Erkek ve kadın kromozomları ile birlikte doğuyorlar ve sık sık jinekomasti gibi dişisel özellikler gösterirler. | Open Subtitles | الذين يولدون هم يجمعون بين كروموسومات الذكور والإناث و هولاء غالباً ما تظهر عليهم ملامح أنثوية |
İkimizin ortak kromozomları olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | قالت إن بيني وبينك كروموسومات مشتركة |
Torununuzun babasından aldığı 23 kromozomu tanımlayıp çıkardık. | Open Subtitles | تمكنا من تحديد 23 كروموسومات ورثها حفيدك من والدته |
Gen oluşumu her bir cinsiyet hücresine özgü olarak oluşur ve iki kardeş kromozomu, sadece ebeveynlerinden farklı yapmaz, ayrıca birbirlerinden de farklı yapar. | TED | تحدث إعادة التركيب بشكل فريد في كل خلية جنسية ـ لتجعل كروموسومات الأختين مختلفة ليس فقط عن أبويهما، لكن عن بعضهما البعض. |
A) A yumurtasının oluşumu sırasında cinsiyet kromozomlarında ayrılmama olayı görülüyor. | Open Subtitles | أ، خلال تطور البويضة الملقحة، كروموسومات الجنس لاتنفصل. |
B) B sperminin oluşumu sırasında cinsiyet kromozomlarında ayrılmama olayı görülüyor. | Open Subtitles | ب، كروموسومات الحيوانات المنوية لاتنفصل. |
Her hayvan türünün binlerce genden oluşan bir kromozom dizisi vardır. | Open Subtitles | كُل فصيلة حيوان تملِكُ مجموعة كروموسومات مصنوعة من آلاف الجينات |
Görünen o ki, 6 milyon yıl önce bu gen içindeki küçük değişiklikler, atalarımızın kromozomları üzerindeki sıcak noktaları altı milyon yıl önce mutasyona uğratarak bir türden iki türe götüren süreci başlattı. | Open Subtitles | يبدو أن هناك تغيرات طفيفة حدثت في هذا الجين قبل 6 ملايين عام فغيرت مكان النقاط الساخنة في كروموسومات أسلافنا و بدأت في تكوين نوعين من أصل واحد |
(Alkışlar) Sol üstte kromozom 1'i görüyorsunuz. Sağ alt tarafta da cinsiyet kromozomları görülüyor. | TED | (تصفيق) الكروموسوم الأول أعلى اليسار. وفي أسفل اليمين تجدون كروموسومات النوع (ذكر/أنثى). |
Aslına bakarsan, babamın kromozomları. | Open Subtitles | كروموسومات أبي بالتحديد |
Paralel olarak çalışan iki takımımız vardı bir takım, işin kimyasal yönüyle diğer takım da tüm bir kromozomu naklederek yeni hücreler yaratmakla uğraşıyordu. | TED | لذا كان عندنا فريقين يعملان بشكل متوازٍ فريق يعمل في الكيمياء وفريق يحاول أن يقوم يزرع كروموسومات كاملة لإنتاج خلايا جديدة. |
Olivia Dunham'ın DNA profilinden yola çıkarak torununuzun annesinden aldığı 23 kromozomu tanımlayıp çıkardık. | Open Subtitles | بناءً على تحليل الحامض النووي لـ(أوليفيا دونام) فقد تمكنا من تحديد 23 كروموسومات.. ورثها حفيدك من والدته ونزعناهم |
XX kromozomu olan insanların bir kısmı ovo-testis geliştirirler, yani rahim dokunuz vardır ve rahim testis dokusu ile çevrelenmiştir. | TED | بعض الناس الذين لديهم كروموسومات XX تتطور إلى ما يسمى ovotestis ( الخلية المحددة للنوع ) ، وهو عندما يكون لديك نسيج المبيض مع أنسجة الخصية ملتفه حوله . |
Bu düşüncelerimizi ispatlamanın tek yolu bu ortak genlerin içinde bulunduğu yapay bir kromozom inşa etmekti ve biz bunu kasete dayalı bir yöntemle yaptık. | TED | الطريق الوحيد لإثبات هذه الأفكار كانت ببناء كروموسومات إصطناعية تشمل هذه الجينات، وينبغي علينا فعل هذا بطريقة مبنية على الشريط. |
Bu Lucy'nin kromozom profili. Dikkatini çeken bir şey var mı? | Open Subtitles | هذا ملف كروموسومات لوسى اتلاحظ اى شىء؟ |