| Çin mahallesinde, ev temizliğinden kazandığım parayla. | Open Subtitles | في الحي الصيني، بما كسبته من تنظيف الشقق |
| Küçük bir kızken, babam, eğer dikkatli olmazsam hayatta kazandığım her şeyi bir anda kaybedebileceğimi söylemişti. | Open Subtitles | عندما كنت طفلة صغيرة أخبرني أبي أنني إن لم أحترس فيمكنني أن أخسر كل شيء كسبته بحياتي في لحظة |
| - Ömrüm boyunca çok çalıştım. Her şeyimi alnımın teriyle kazandım. | Open Subtitles | لقد عملت بجدّ طوال حياتي كلّ شيء لدي أنا كسبته |
| Aslında son iki senedir harcadığın paranın tümünü ben kazandım. | Open Subtitles | في الحقيقة ، اي شيء من العامين السابقين جاء من المال الذي كسبته لا يمكنك الجدال في هذا |
| Sen kazandın bunu. | Open Subtitles | بحقّكَ لقد كسبته |
| Atla. Kesinlikle bunu hak ettin. | Open Subtitles | أنت بالفعل كسبته |
| Aslında, bunu hakettin, genç-- | Open Subtitles | انت كسبته ايها الشاب |
| Neden lotodan kazandığın paradan 1000 dolar alıp... cüzdanını çaldığın adama vermiyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا تعطيه محفظته وتضع فيها 1000 دولار من المال الذي كسبته في اليانصيب |
| Ortağımın gelmesini ve kazandığım her şeyi benden almasını bekliyordum. | Open Subtitles | أنتظرشريكيليأتي.. ويُبعد كلّ شئ عنّي قد كسبته |
| Evet ama tek kazandığım şey, aptalca bir madalya oldu. | Open Subtitles | بلى ولكن كل الذي كسبته كان تذكاراً تافهاً |
| Mutfağımda durmuş, kahvaltı etmek istediğim için bu siktiğimin can çekişen ekonomisinde hâlâ sahip olduğum işten kazandığım parayla aldığım yulaf ezmesini arıyorum! | Open Subtitles | أنا في مطبخي أبحث عن حبوبي التي اشتريتها بالمال التي كسبته من العمل الذي لازال لديّ |
| O ayakkabıları kendi kazandığım para ile aldım. | Open Subtitles | مهلا، لقد اشتريت هذه الأحذية من المال الذي كسبته. |
| Açık arttırmadan kazandığım eşyaların içerisinde değeri 4 milyon olan bir bilezik var. | Open Subtitles | هناك سوار ألماس قيمته 4 مليون مدفون بالمزاد العلني الذي كسبته. |
| Neden işsizlik maaşımla zar zor kazandığım paramı onlara yardım için harcayayım? | Open Subtitles | لماذا يجب علي ان اكفلهم بمالي الذي كسبته بصعوبة من راتب البطالة ؟ |
| Bak... Senin için kazandım... Çalıştım. | Open Subtitles | انظري، لقد كسبته لكِ، لقد كنت أعمل. |
| Hayır onu ben kazandım ve acil durumlar için saklıyorum. | Open Subtitles | إنه ملكي، لقد كسبته وأدخره للطوارئ |
| Hem de iyi polislik yaparak kazandım! | Open Subtitles | - كسبته بعملي كشرطي شريف ! -ما هذا بحق الجحيم؟ |
| Kumar masalarından çok kazandım. | Open Subtitles | ... كسبته من خلال طاولات القمار |
| Paranın üzerine yatma diye bir şey yoktur. Sen onu kazandın. | Open Subtitles | لم تسرقي المال، بل كسبته |
| Sen kazandın bunu. | Open Subtitles | بحقّكَ لقد كسبته |
| İyi bir şey ve bunu hak ettin. | Open Subtitles | . انه شىء جيد وانت قد كسبته |
| Bunu hakettin, genç dostum. | Open Subtitles | لقد كسبته يا صديقي |
| Bugün kazandığın tek şey her nereden geldiysen oraya geri dönüş bileti. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي كسبته اليوم هو تذكرة عودة, لأياً كان الجحيم الذي قدمت منه |
| Parlak kırmızı, Karmann Ghia marka bir otomobil aldı Burger King'deki ilk işinden kazandığı parayla. | TED | اشترت سيارة كارمان جيا حمراء فاقعة بالمال الذي كسبته بالعمل في مطعم برجر كينج. |