O zamandan beri "Hayalet tutsak" statüsüyle Guantanamo Körfezi'nde tutuluyor. | Open Subtitles | وتم امساكه كسجين بالسر في خليج غوانتانامو منذ ذلك |
Kavga edip tepemi attırırsa, onu bu tepeye yollayacağım tutsak ve köle olarak tutulacağı yere. | Open Subtitles | عندما نتشاجر وتغضبني سأنفيها إلى هذه الخيمة أين تكون محفوظة كسجين وعبيد |
mahkum olarak sorumluluklarınızı anlayın ve en yararlı şekilde vaktinizi geçirin. | Open Subtitles | إفهم مسئولياتك كسجين وتعلم كيف تستفيد إستفادة قصوى من بقائك في الحجز |
Bu da biz özel çalışıyoruz demek. Bu da demek ki onu işbirliği yapmayan bir mahkum olarak satabiliriz. | Open Subtitles | هذا يعني أننا نستطيع بيعها كسجين غير متعاون |
esir alanların şef esiri tuttukları yere kadar takip ettin. | TED | قمت بملاحقة المختطفين حيث يبقون على الطاه كسجين. |
Ona ihtiyacı olan yardımı sağlamaktansa, onu esir tuttuk. | Open Subtitles | لكن عوضاً عن تقديم المساعدة التي يحتاجها، قمنا بإحتجازه كسجين. |
Ona bir mahkûm gibi davranarak hata ettik. | Open Subtitles | لقد كانت غلطة معاملته كسجين. أجل, هذا بالضبط ما كنتُ أفكّر فيه. |
Antonio esirimiz olduğu sürece Baxterlar bize boyun eğmek zorunda. | Open Subtitles | بوجود انطونيو كسجين لدينا على الباكستر الاستسلام لنا |
İnan bana o gemilerden birinde tutsak olmayı istemezsin. | Open Subtitles | صدقني, أنت لا تريد ان ينتهي بك الامر كسجين علي احدي هذه السفن. |
Hayır, sen hâlâ tutsak hâlde olduğun için pişmanlık duyuyorum. | Open Subtitles | كلّا، بل أشعر بالذنب لأنّك ما زلت محتجزًا كسجين. |
Kızın hakiki Papa'nın Vatikan'da tutsak edildiğini söylemişti. | Open Subtitles | أبنتك قالت أن البابا الحقيقي محبوس كسجين في الفاتيكان |
Onu casus sanıyorlar. tutsak ediyorlar. | Open Subtitles | .يظنون أنه جاسوس .إنهم يحتجزونه كسجين |
Apophis'i tutsak tuttuğunuzu biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف بأنّ عندك أبوفيس كسجين |
Onu burada mahkum olarak tuttular. Ölene dek aç bıraktılar. | Open Subtitles | احتفظوا به هنا كسجين وقاموا بتجويعه حتى الموت |
Elimizdeki Karanlık Ork'u alıp mahkum değiş tokuşu isteyebiliriz. | Open Subtitles | يجب أن نأخذ العرفيت الذي نحتجزه ونعرضه كسجين للماقيضة |
Küba'da bir mahkum olmak Washington'da bir fare gibi yaşamaktan daha güvenli. | Open Subtitles | أنا أكثر أمانا كسجين فى كوبا أكثر من واشى فى العاصمه |
Hey, bilmelisin ki evime saygın bir mahkum gibi bakarım. | Open Subtitles | يجب أن تعلم أدير زنزانتي كسجين حسن السيرة |
Kızın gerçek Papa'nın Vatikan'da esir tutulduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أبنتك قالت أن البابا الحقيقي محبوس كسجين في الفاتيكان |
Isabelle'e söyledim, beni burada esir olarak tutamazlar. esir mi? | Open Subtitles | أنا بالفعل اخبرت إيزابيل، أنه لا يمكنهم أن يبقوني هنا كسجين |
Bizse ona ihtiyacı olan yardımı vermek yerine, onu esir olarak tuttuk. | Open Subtitles | و لكن بدلاً من مساعدته إحتجزناه كسجين |
Gerçeği şu ki, affa uğramış bir mahkûm gibi coşkuluyum. | Open Subtitles | يجب أن أقول الحقيقة، أنا مسرور، كسجين أخلو سبيله |
Çünkü sonra... mahkûm olarak... bana geldi. | Open Subtitles | لأنه لاحقا كسجين التقاني |
Antonio esirimiz olduğu sürece Baxterlar bize boyun eğmek zorunda. Artık her istediğimizi yaptırabiliriz! | Open Subtitles | بوجود انطونيو كسجين لدينا على الباكستر الاستسلام لنا |