ruhunun gerçek yansımasıdır, bu yüzden onları kırmak uğursuzluk getirir. | Open Subtitles | أنها إنعكاس حقيقي لروحك لهذا كسرها يجلب سوء الحظ |
Dış kabuğunu kırmak 450 metre çapında bir patlamaya neden olur." | Open Subtitles | كسرها من شأنه أن يؤدي إلى انهيار بانفجار في محيط دائرة نصف قطرها 500 ياردة |
Arka kaburgalar ya kırılmış ya da kopmuş. | Open Subtitles | ما قصة هذه؟ الأضلاع الخلفية أما تم كسرها أو قطعها |
Bu zincirler Gölge tekniğiyle dövülmüştür. kırman imkânsız. | Open Subtitles | هذه السلاسل متينة جداً لا يمكن كسرها. |
Zafer sayesinde zincirlerim kırıldı. | Open Subtitles | خلال الانتصار , قيدوي قد تم كسرها |
Tıpkı fısıldayan savaşçılar vazosu gibi. Bir seferinde biri onu kırmıştı. | Open Subtitles | مثل جرّة الأرواح الهامسة لقد كسرها شخص ما ذات مرة |
Büyük bir su kaynağı kırabilir. | Open Subtitles | فيضان كبير من المياه يمكن كسرها. |
kırılmaz bir kodun. Benim DNA'de şifre. | Open Subtitles | شفرة لا يمكن كسرها ، و حمضى النووى هو مفتاحها |
Genç bir tilki kuralların hep çiğnenmek için olduğunu düşünür. | Open Subtitles | الثعلب الصغير يجب أن يعلم القوانين دوماً حتى يُمكنه كسرها |
- Kopamıyoruz artık. - Olmuyor yani, Kopamıyoruz. | Open Subtitles | ـ لا تستطيع كسرها ـ ولا يمكنك التراجع عنها |
Ben kâlbini kırmasından endişe ediyorum. | Open Subtitles | أنا قلق حول كسرها لقلبك |
Bırakılması zor bir alışkanlık. | Open Subtitles | انها عادة يصعب كسرها. |
Bir kural varsa, esnetebilirsin. Bir kanun varsa, çiğnenebilir. | Open Subtitles | إذا كانت هذه قاعدة يمكنك كسرها و إذان كانت هذه قاعدة يمكنك التحايل عليها |
Bu da ölümden sonra kırıldıkları manasına geliyor. | Open Subtitles | ممّا يعني أنّه تمّ كسرها بعد الوفاة |
Bu döngüyü kırmak istiyorsak, yöntemlerimizde radikal değişimler... - ...yapmamız gerek. | Open Subtitles | إذا أردنا كسرها وتغير الأمور علينا تغير طريقتنا بشكل جذري |
Fakat bu rastgele metin içeriyor kırmak bir kaç gün alabilir. | Open Subtitles | لكن هذه بها نصّ عشوائي، يُمكن أن يستغرق كسرها أيّاماً. |
Parmaklıklar Thanagar'daki Nth metalinden yapılmış. kırmak imkansız. | Open Subtitles | "القضبان مصنوعة من معدن "إينث من كوكب "ثاناجار"، لا يمكن كسرها |
Her iki bacak dizlerden kırılmış. | Open Subtitles | كلا القدمين تم كسرها من الركبة |
Ancak yasalar kırılmış olabilir. | Open Subtitles | لكن القوانين التي لا يمكن كسرها. |
Onu kırman falan gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أليس من المفترض عليكِ كسرها أو شيء ما؟ |
Ve de ayna kasten kırıldı. | Open Subtitles | والمرآة تم كسرها متعمدا |
Orada bir sürü ayna kırmıştı. | Open Subtitles | المنبعث من كل المرايل التى كسرها |
Onu sadece sevgi kırabilir. Gel haydi. | Open Subtitles | الحب وحده يستطيع كسرها |
parçalanabilir ama on tane dal bir aradayken kırılmaz eğer dördümüz yeniden birleşirsek batıya gideriz ve yazıtları aldığımıza emin oluruz o burada değil | Open Subtitles | قد ينكسر دون مجهود ولكن عشرة أفرع لا يمكن كسرها إن إتحدنا أربعتنا |
Kurallar çiğnenmek içindir. | Open Subtitles | القوانين يمكن كسرها |
Ben kâlbini kırmasından endişe ediyorum. | Open Subtitles | أنا قلق حول كسرها لقلبك |
Bırakılması zor bir alışkanlık. | Open Subtitles | انها عادة يصعب كسرها. |
Bir kural varsa, onu esnetebilirsin. Bir kanun varsa, çiğnenebilir. | Open Subtitles | إذا كانت هذه قاعدة يمكنك كسرها و إذا كانت هذه قاعدة يمكنك التحايل عليها |
Bu da ölümden sonra kırıldıkları manasına geliyor. | Open Subtitles | ممّا يعني أنّه تمّ كسرها بعد الوفاة |