Tecavüz, korkuyu aşılayan ve tüm bölgelerdeki nüfusu azaltan bir çeşit savaş silahı olarak kullanılıyor. | TED | الاغتصاب تم استخدامه كسلاح في الحرب، بغرس الرُعب وتهجير مناطق كاملة. |
Neden birisi zehirli yılanları cinayet silahı olarak kullansın ki? | Open Subtitles | الذي أي شخص يستعمل أفاعي سامّة كسلاح قتل؟ |
Şimşekleri bir silah gibi kullanma fikri şüphesiz binlerce yıl öncesine dayanır; en azından Antik Yunanlıların dönemine. | Open Subtitles | مفهوم استخدام البرق كسلاح هو في الواقع يعود الي ألف سنه مضت , ويعود لقدماء اليونان |
Cinselliği duygusal bir bağ kurmamak için bir silah gibi kullanıyorsun. Kitaba uygun bir vaka. | Open Subtitles | إنك تستخدمين الجنس كسلاح لمنع تشكيل روابط عاطفية حقيقية |
Mike öldürüldüğünde, korkuyu bir silah olarak kullanmaya çalışan güçleri hatırlıyorum. | TED | عندما قتل مايك، أتذكر السلطات التي كانت تحاول استخدام الخوف كسلاح. |
Bir silaha dönüşebilecek bir araç tasarlasam onu yaratmalı mıyım? | TED | إن صممت جهازًا يمكن استخدامه كسلاح. هل يجب عليَّ صناعته؟ |
Ama bu sefer, uluslar arası bir terörist örgütünün biyolojik bir silahı yaymasına yardım edecek bir virüs yaptın. | Open Subtitles | ولكنك قد صمّمت فيروساً يُساعد منظمّة إرهابية ويُستخدم كسلاح بيولوجي |
Bulaşıcı patojenler, toplu katliam silahı olarak sınıflandırılmışlardır. | Open Subtitles | كسلاح تدمير شامل وهذا التحقيق محظور للاطلاع |
Kural bir, California Eyaleti tarafından silah sayılan herhangi bir nesneyi ve herhangi bir ateşli silahı almayacaksın, kullanmayacaksın ya da üstünde bulunmayacak. | Open Subtitles | رقم واحد , لن تملك حقك الخاص في ان تستخدم او تملك في يدك سلاح ناري او أي شيء آخر يعتبر كسلاح |
Belki aynı kürek, cinayet silahı olarak da kullanılmış olabilir. | Open Subtitles | أظن أنه ربما تكون نفس المجرفة استخدمت كسلاح للجريمة |
Dedem, cihazın bir yıkım silahı olarak kullanılabileceğini söylemişti. | Open Subtitles | قال جدّى أن الجهاز يمكن استخدامه كسلاح للدمار. |
'Kaderlerini silah gibi kullanır.' 've her zaman ölümü önler.' | Open Subtitles | يستعملوا مصيرهم كسلاح لهم ويتفادون الموت في كلّ وقت |
Çekici birisiniz ama mutsuzsunuz ve çekiciliğinizi bir silah gibi kullanmaya alışmışsınız. | Open Subtitles | إنكِ جذابة جداً ولكن غير سعيدة ولقد إعتدتي أن تستخدمي جاذبيتك الجنسية كسلاح |
Az önce genç bir kadının seks hayatını bir silah gibi kullanan sendin! | Open Subtitles | أنت الذي قمت برمي التاريخ الجنسي لأمرأة شابة عليها كسلاح |
Adamı bir silah gibi doldurdun ve doğruca kendi karına nişan aldırdın. | Open Subtitles | لقد ذخرته كسلاح ثم وجهته مباشرةً الى زوجتك |
Artık elimizde panzehir var. Onlar panzehiri istemiyor! bir silah yapmak istiyorlar! | Open Subtitles | ولكنه علاج الأن , إنهم لا يريدوه كعلاج إنهم يريدوا إستخدامه كسلاح |
Bu yüzden zayıf yanlarımızın farkına vararak bunların demokrasi düşmanlarının elinde bize karşı bir silah olarak kullanılmasına engel olmak hepimizin sorumluluğu altında. | TED | فهي مسؤوليتنا جميعًا إذًا أن نعرف نقاط ضعفنا ونحرص على ألا تستخدم كسلاح بأيدي أعداء الديموقراطية. |
Ve bazen o kadar etkili oluyor ki, ABD hükumeti bunu bir silah olarak sınıflandırdı. | TED | وهو قوي جدًا لدرجة أنه في وقت من الأوقات قامت الحكومة الأمريكية بتصنيفه كسلاح. |
...daha sonra bunu silaha çevirip kullanabilecekleri bir ihtimal düşünüyordum. | Open Subtitles | للتهديد الحالي. و من ثم سيعملون على تفعيل البروتين كسلاح. |
Bir biyolojik silah olarak kullanılabilen havayla bulaşan ve yayıldığı takdirde insanı bir saat içinde öldüren bir virüs. | Open Subtitles | يستعمل , كسلاح كيميائى انفوانزا تنتشر فى الجو و مميتة تماما انها تستطيع قتل اى شخص فى خلال ساعة |
Hemen silahına davranmayacak kadar kültürlü bir adam. | Open Subtitles | وهو أبعد ما يكون من أن يستعمل ذلك الرقي كسلاح له. |