Mahkemeye gitmemiz halinde sizi de tanık olarak çağırmam gerektiğini bilmeniz gerek. | Open Subtitles | طالما أنك تفهمين أن الليلة في المساء سأذهب للمحكمة وربما أحتاجك كشاهدة |
Seninle konuşmasını istedim. tanık olarak çağrılabilirsin. | Open Subtitles | أريده أن يتحدث معكِ قد يتم أستدعائكِ كشاهدة |
Sayın Yargıç, savunma ilk tanık olarak Bayan Mona Lisa Vito'yu çağırıyor. | Open Subtitles | سيادة القاضي، الدفاع يستدعي الآنسة مونا ليزا فيتو كشاهدة |
Bunu yine tekrar edecek... eğer sen tanıklık etmezsen ve onu mahkemeye çıkartamazsak. | Open Subtitles | وسيقوم بهذا الفعل مرارا وتكرارا إلا أن تقفي أمام المحكمة كشاهدة ضده سنقوم بجره إلى المحكمة |
Ben bitkilerin tanığı olarak bugün buradayım, | TED | لذا ها أنا ذي هنا اليوم كشاهدة لصالح النباتات. |
tanıklığını yaktıktan sonra onunla konuşmaya çalışmıştı. | Open Subtitles | لقد حاول الإتصال بها بعد أن أفقدها مصداقيتها كشاهدة |
Tekrar ediyorum, şahit olarak, Bayan Moore diye birisi yok. | Open Subtitles | يجب أن أكرر بأن السيّدة مور لا وجود لها كشاهدة |
Tahkikatta tanık olarak gazetelerde ismim çıkarsa ismimi doğru yazmalarını sağlarsınız, değil mi? | Open Subtitles | إن كان يجب على اسمي الظهور في الصحف، كشاهدة في جلسة التحقيق ستكون واثقاً من أن يكتبوه بشكل صحيح، أليس كذلك؟ |
Kendisi artık müvekkilim için çalışmıyor ve, kendisini de tanık olarak kabul edemeyiz, yani diğer kişiyle devam edelim. | Open Subtitles | إنها لم تعد تعمل لدي موكلي و لا يمكننا تقديمها كشاهدة لذا , لنتحرك قُدماً |
26.06 nolu yasaya göre, kendisini tanık olarak çağırma hakkımız var. | Open Subtitles | و طبقاً للمادة 26.06 لنا الحق في أن نطلبها كشاهدة |
Sayın hakimler, eğer ilaç kullanıyorsa, bu durum bir tanık olarak güvenilirliğini etkiler. | Open Subtitles | لسيادتكم , إذا كانت تتعاطى مخدر فإنها تفقد مصداقيتها كشاهدة |
Maalesef adam onu artık kurbanı olarak değil kurtulması gereken bir tanık olarak görecek. | Open Subtitles | لسوء الحظ, انه لن يستمر طويلا برؤيتها على انها ضحيته ولكن كشاهدة عليه ان يتخلص منها |
Kurbanlar arasında hiç beklemedi ve kızı da tanık olarak bıraktı. | Open Subtitles | إذاً, لم ينتظر دقيقة بين الضحيتين وترك الابنة كشاهدة |
Bu, ben ona tanık olarak ortaya çıkacağımı söylemeden önceydi. | Open Subtitles | كان هذا قبل أن أخبره أنّي سأتقدّم إلى المحكمة كشاهدة في القضية |
Savunma avukatı ve bir tanık olarak görevlerinizi birbirine karıştırmanızdan endişeleniyor. | Open Subtitles | إنه قلق من أن تخلطي من واجبكِ كمحامية دفاع مع واجبكِ كشاهدة |
Eğer Holly Tommy kulüpteydi derse yalanını yakalamış oluruz ve bu şekilde onu tanıklık etmeye zorlayabiliriz. | Open Subtitles | إذا أكدت هولى أن تومى كان بالنادى سنعرف أنها كانت تكذب ويمكننا إجبارها على أن . تعمل معنا كشاهدة |
Bir uzman olarak tanıklık ediyor, bir kurban olarak değil. | Open Subtitles | إنها تشهد كشاهدة خبيرة وليس كضحية |
Yargıç, Bayan Vito'yu karşı tarafın tanığı sayabilir miyim? | Open Subtitles | سيادة القاضي، هل لي أن أتعامل مع الآنسة فيتو كشاهدة عدائية؟ |
Oh, Bu oldukça iyi. O bir tanığı tamamen gözden düşürüyor. | Open Subtitles | هذا جيد جدا ، لقد ألغى لتوه صلاحيتها كشاهدة |
...Katie'nin tanıklığını harcadın ve beni sebepsiz yere kovdun. | Open Subtitles | ،أحرقتِ (كيتي) كشاهدة وطردتيني بدون سبب مقنع |
Ahırda söylediklerin doğru çıkmasına karşın Patty Katie'nin tanıklığını kaybetmiş olsa da beni çevresinde tutuyor. | Open Subtitles | اتّضح أنّ ما قلتُه فى الإسطبلات كان صحيحا، بالرغم من ذلك إحتفظت بى (كاتى) بالرغم من خسارتِها لـــ(كيتى) كشاهدة |
Kaçıranlarla göz teması kurmaktan kaçın ki seni şahit olarak görmesinler. | Open Subtitles | تجنّبي الإتصال المُباشر بالعين مع الآسر حتى لا ينظرون إليكِ كشاهدة. -جيّد. |